Kurtarıcı Eren
Galatasaray, Antalya'da yönetimin, futbolcuların ve teknik heyetin kaderini belirleyecek müthiş bir maç kazandı. Ve bu zaferi sarı- kırmızılı oyuncular 10 kişi kalmalarına rağmen elde etti. Maçın başından itibaren başta Bruma ve Josue olmak üzere Chedjou hariç tüm oyuncular 3 puan almak için coşkulu ve mücadele gücü yüksek bir oyun ortaya koydu.
Galatasaray'ın en iyileri maç boyu pozisyon arayan, bazen Sneijder gibi oynayan, boş koşular yaparak arkadaşlarıyla pas alışverişine giren Bruma'ydı.
Josue iki gole asist yaparken, Sneijder'in formsuz olduğu dönemde yöneticilere ve teknik heyete adeta 'Beni gördünüz mü?' mesajı gönderdi.
Galatasaray'ın bu zaferine rağmen Tudor'u ve Chedjou'yu eleştiriyorum.
Büyük bir takımın teknik direktörü, hakem kararı yanlış da olsa bu kadar ağır öfkelenmemeli ve kendini attırmamalıdır.
Çünkü Tudor, hırslı ve kulübeden oyuncularına enerji veren bir teknik adam. Galatasaraylı futbolcular, Tudor'un yokluğunda zaman zaman bocaladılar.
Ayrıca Carole'ün sakatlandıktan sonra sağlık heyeti tarafından ısrarla sahada tutulması ciddi bir hataydı. Hemen oyuna Linnes girmeliydi. Başı sarılı Carole oyuna konsantre olamadığı için Galatasaray ikinci golü soldan yedi.
Laubali ve şımarık Chedjou
Laubali ve şımarık Chedjou'nun Galatasaray'ın stoperi olamayacağını dilerim Tudor da görmüştür. 3-5-2, 4-4-2 tabu değildir. Tudor'un 2-0'dan sonra dörtlü savunmaya ve kompakt oyuna geçmemesi bir fanteziydi. Çünkü Chedjou gibi ağır ve temposuz bir oyuncuyla üçlü defans oynanamaz. İlk kez sol stoper oynayan Ahmet Çalık ise yerini yadırgadı. İlk toplara basamadığı anlarda rakibine faul yaptı. Topu oyuna sokmakta zorlandı.
Galatasaray'ın baskı yediği anlarda takım defansının paniğe girmesine rağmen kaleci Muslera soğukkanlı bir duruş sergileyerek Antalya'nın gol olabilecek kritik pozisyonlarını engelledi.
Eren golcülüğünü hatırlarken sadece iki mükemmel gole imza atmadı. Hem kurtarıcı oldu hem de Galatasaray'ın zirveyi takip etmesini sağladı.
Hakem Ali Palabıyık beni şaşırtmaya devam ediyor. FIFA kokartı takıncaya kadar mükemmel bir hakemlik yapıyordu.
Kokartı taktıktan sonra cesaretini kaybettiği gibi sistemin fikirlerine göre düdük çalmaya başladı.
Palabıyık bu anlayışla bir Cüneyt Çakır gibi Avrupa'da asla yükselemez.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.