Lütfen karışmayın
Galatasaraylı oyuncular eleştirilmelerine rağmen hiç utanmıyorlar.. Eskişehirli oyuncular ligde kalmak için sahada, "Terimizin son damlasına kadar mücadele edeceğiz. Kaybedebiliriz ama kazanmak için asla vazgeçmeyeceğiz" ruhuyla oynadılar ve kazandılar..
Ya Galatasaraylı futbolcular; iki kez öne geçtikleri maçta adeta büyük bir rezalete imza atıp lig sonuncusu Eskişehir'den tam 4 gol yediler.
Bu tablonun suçlusu sadece oyuncular mı? Futbolcu düzenine çanak tutan, oyuncusuna, "Hangi hocayı getirelim?" diye soran, sıradan oyuncuların alınmasına "Olur" diyen Dursun Özbek ve yönetimi tabii "Sütten çıkma ak kaşık" değildir.
Hatta baş sorumludurlar.
En önemlisi bu sıradan oyuncular Galatasaray'ın "Büyük takım" unvanına zarar veriyor. Bu nasıl anlayış? Bruma ile İngiltere'ye transfer olan Amrabat'ı İspanyollar beğenip alıyor. Ama Real Madrid'in tutmadığı hiçbir İspanyol kulübün, "Gel bizde oyna" diye davet etmediği ve Galatasaray yönetiminin "Kendine kulüp bul" dediği Rodriguez ilk on bir çıkıyor. O Rodriguez yenilen iki golde topu kaptırıyor.
Telles'in yerine gelen Carole pozisyon almasını bilmiyor.
Futbolcuya dayalı sistem
4 milyon 750 bin Euro'ya alınan sağbek Tarık Çamdal kurtarıcı olarak oyuna girip sağ açıkta oynuyor. Kim aldı bunları?
Özbek yönetimi.. Telles'i, Bruma'yı, Amrabat'ı hatta Dzemaili'yi parasını verip kim yolladı? Özbek yönetimi.
Boşuna dememişler; "Huzuru kendi içinde bulamazsan başka yerde aramak boştur" diye. Bu teslimiyetçi ve utanmaz tablo, Galatasaray yönetiminin sezon başından Florya'da hortlayan, "Futbolcuya dayalı sisteme" destek vermesinin yıkıntılarıdır.
Gruplaşmanın üst seviyeye çıktığı Galatasaray'ın sorumsuz oyuncularını izlemek taraftarlara ve inanın bana acı veriyor. Yönetim yeni sezon için genç ve başarıya aç oyuncuları alacakmış.
Yönetime önerim; ne olur bu aklınızla transfere karışmayın.
Çünkü aldığınız oyuncular alacaklarınızın görüntüsüdür.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.