Tecrübe farkı
G.Saray'ı yılın ilk derbisinde zafere götüren en büyük etken tecrübe ve oyuncuların saha içindeki sakinliği oldu. Selçuk ve arkadaşları maç boyu çok pas hatası yaptı, çok top kaptırdı, saçbaş yoldurdu. Ama her oyuncu ağır zeminde sahaya yüreğini koyarak oynadı ve mücadeleden kaçmadı.
Bir takımın oyun karakteri hocasının karakteriyle örtüşür. G.Saray'da hiçbir oyuncu öfkelenmedi, rakibi de öfkelendirmemeye gayret gösterdi, ikili mücadelelerde Melo dahil, her oyuncu sakin kaldı. Bunun mimarı da kenardan hep "Aferin, bravo" diye moral veren Hamza Hamzaoğlu oldu. Beşiktaş'ı basketbol koçu gibi yönetmekte ısrar eden Bilic'in kenardaki sinirli ve öfkeli hali, oyunculara yine negatif yansıdı.
Veli Kavlak'ın atılması ise Beşiktaş'ta öfke kontrolünün olmayışının göstergesidir.
Bu kez geç kalmadı
Beşiktaş'a karşı son 3 sezondur 'psikolojik üstünlük' kuran G.Saray'ın tecrübesi, öz güvenlerinin yüksek olması ve aşırı sakinlikleri şampiyonluk yarışı adına önemli bir galibiyet kazanmalarını sağladı.
G.Saray, kadro istikrarıyla derbiye başladı. İlk yarı rüzgara karşı oynamalarına karşın, Beşiktaş'a bırakın geniş alan vermeyi, şut izni bile tanımadı. Melo savunmaya yardım ederken Selçuk, takımı Sneijder ile birlikte yönetti.
Bu ikilinin pas durağı hep Emre oldu.
Emre de, Galatasaray'ın orta alanda topa hakim olmasının anahtarıydı. Burak çalıştı ama Umut ilk kez pres yapma ve top kapma konusunda etkisiz kaldı.
Hamza hoca, Umut'u oyundan almakta bu kez geç kalmadı.
Veli atıldıktan sonra G.Saraylılar şaşırtıcı biçimde akıl tutulması yaşadı. Hamit, Bruma, Selçuk, Olcan ve Burak farkı artıracak pozisyonlarda şut-pas konusunda tercih hataları yaptı. Burak'ın adalelerin iflas ettiği anlarda orta alandan 50 metre taşıdığı topu gol yapması, alkışlanmalı. Ve; Hamza Hoca'nın Galatasaray'ı 8 maçta biri derbi, 7 galibiyet bir beraberlik alarak yarışın içinde kaldı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.