Rekabeti yönetmek
Mancini, sonunda G.Saray'da ciddi rekabetin yaşanacağı derin bir kadroya kavuştu. Bu rekabetin ayak seslerini Bursaspor karşısında görmüş ve G.Saraylı oyuncuların "Futbol resitali"ne tanık olmuştuk. Eskişehir maçının ilk yarısında resitalin devamını izledik.
Hajrovic'in enfes pasına fırlayan Burak erken dakikada golü yapınca oyunun ve topun kontrolü Galatasaray'a geçti. G.Saray takım olarak çok koştu. Önde baskı kurarken çoğu zaman top ayağında olan Eskişehirli oyuncuya 3G.Saraylı bastı. Eskişehir çabuk yer değiştiren, ayağa çabuk, isabetli pas yapan G.Saray'ı durdurmakta zorlandı.
Galatasaray'ın maestroluğunu artık Melo'nun yaptığını görüyoruz. Melo maç boyu bu özelliğini sahaya yansıtırken, fizik gücünün yarattığı koşu kalitesi sayesinde yine sahanın her yerine bastı, dikine hücuma çıkarken kanatlara etkili paslar attı.
Mancini de Melo'nun bu oyun liderliğini daha iyi yapması için Ceyhun'u savunmanın önünde "Güvenlik kemeri" gibi kullanıyor.
Ceyhun'lu sistemde Sneijder-Selçuk ikilisi geriye fazla gelmeyip fazla enerji harcamıyor, teknik becerilerini ve yaratıcılıklarını hücumu zenginleştirmekte kullanıyor.
Adaletli olmak gerek
Boyuyla, posuyla tavırlarıyla ve güçlü fiziğiyle Drogba gerçekten sahada fazla yer kaplıyormuş. Galatasaray; Drogba'nın heybetini gol bölgelerinde fazlasıyla hissetti.
Burak'a enfes gol pası veren Hajrovic'in oyun zekasına, tekniğine, top tutuşuna ve kalitesine sözüm olamaz. Ama topsuz oyunda yardıma gelmiyor. Mancini'nin buna çözüm bulması lazım.
Mancini her maça sürpriz kadroyla çıkıyor ve medyayı atlatıyor. İtalyan hocanın bu tarzını "rekabet"e verdiği önem belirliyor.
Rekabet takımdaki herkesi hazır tutmak adına ne kadar önemliyse o rekabeti doğru yönetmek ve formayı adaletli dağıttığını herkese hissettirmek daha da önemlidir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.