Öğretmen Drogba
Yılmaz Vural ve öğrencilerini öncelikle kutluyorum. Elazığ takım olarak Galatasaray'a karşı asla yaslanarak oynamadı, önde pres yapıp ayağa isabetli paslarla hücuma çıkmayı geriye düştüklerinden itibaren hiç vazgeçmediler.
Galatasaray kazanırken ve üç golü de ilk yarıda bulmasına rağmen tuhaf biçimde telaşlıydı.
Özellikle çizgi savunma yapan Elazığ'ın arkasına Burak gol için yapması gereken koşuları dikkatsizlik yüzünden ofsayta düşerek harcadı.
Belli ki Burak'ın Real Madrid maçında oynayamama çöküntüsü zihinsel olarak sürüyor.
Çünkü Burak maç boyu ofsayt kralı olmasının yanı sıra pozisyon alma konusunda çok dalgındı. Burak'ın bu sarsıntıyı atlaması için ya mentör desteği alması ya da Fatih Terim'in özel terapi uygulaması gerekiyor.
İlk 25 dakikaya sığan 4 golde iki stoper Dany ve Bilica baş aktördü. Dany iki hata yaptı biri gol oldu. Bilica bol hata yaptı ikisi gol olurken, Melo'yu bariz gol şansı varken indirdi ama Bülent Yıldırım'ın korumasıyla pozisyonu kart bile görmeden atlattı.
İkinci yarı Murat Akyüz'ün Burak'ı düşürmesi net penaltıydı ama Hakem Yıldırım bunu süzemedi! Hagi, Galatasaray'a hoca olarak gelip başarısız olduğunda şöyle demişti: "Saha kenarından maçı çevirmek zor.
Eskiden ben saha içindeydim. Bir frikik atıyor işi bitiriyordum."
Galatasaray'da şimdi bu işi "10.5 numara" gibi oynayan Drogba yapıyor. Drogba Galatasaray'ın saha içi öğretmeni gibi hareket ediyor. Koşuyor, mücadele ediyor, bazen kanat oyunculuğuna soyunuyor, gol atıyor, asist yapıyor, savunmaya yardım ediyor.
Hatta nasıl pozisyon alacakları konusunda arkadaşlarını yönlendiriyor. 35 yaşındaki Drogba sanki "Galatasaraylı doğmuş" gibi oynuyor. Lig biterken Melo kendine geldi ve gecenin iyileri arasındaydı. Final paslarında çabuk karar verememesine rağmen Yekta, Hamit'le birlikte çok çalıştı.
Not: Fenerbahçe camiasının başı sağolsun.
Futbolculuğundan tanıdığım Serkan Acar mükemmel bir insandı. Mekanı cennet olsun, Acar ailesine Allah sabır versin.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.