Fiziği kötü...
Fatih Terim, Mersin'e giderken iki önemli noktaya parmak bastı:
1- Sürpriz olmasın. Lider gidiyoruz, lider dönelim.
2- Rakibimizin ligdeki konumu ortada. 90 dakika boyunca çok dikkatli olmalıyız.
Galatasaray belki Mersin'de liderliğini korudu ama Fatih Hoca'nın tüm uyarıları Galatasaraylı oyuncuların bir kulağından girip, diğerinden çıkmış.
Çünkü oyuncuların kafaları kazandıkları "Cluj" maçında kalmış.
G.Saray "Mehter Takımı" zihniyetinde yürüyerek oynadığı maçta özellikle ilk yarı eline geçen pozisyonların kıymetini bilemedi.
Galatasaray ayağa oynayan bir takım. Mersin, rakibinin bu özelliğini bilerek, tempoyu yükseltmeyerek ve geniş alan bırakmamaya özen göstererek "Kompakt oyun"la Galatasaray'ın karşısısına dikildi. Gol için de duran toplara ve kontrataklara yatırım yaptı. Hedefini bir duran topta Nobre'nin kafasıyla tutturdu.
Nobre, bunun gibi golleri Galatasaray'e hem Beşiktaş'ta hem de Fenerbahçe'de attı. Ön direkte ya Umut ya da Cris olmalı, Nobre'yi de yakın almalılardı.
Bu gol, Terim'in tüm uyarılarına rağmen takımın sahaya yansıttığı "dikkatsizliğin" net göstergesiydi.
Cezası bitmesi önemli
Futbolu zeki ve becerili oyuncularla oynamak çok önemlidir.
Geçen yılki Galatasaray, oyun zekası olarak bugünkü takımın önündeydi. Engin'in cezasının bitmesi bu neden çok önemli.
Yürüyen Galatasaray, yine de Mersin kilidini açmak için ilk yarı "Çilingir" gibi üç pozisyon buldu:
1- Selçuk'un kafa pasıyla topla buluşan Umut'un yan direkten geri gelen vuruş tercihi yanlıştı.
Kaleci Sehic yatmıştı, aşırtması daha doğruydu.
2- Hücuma sürpriz adam olarak katılan Eboue önündeki topa deli danalar gibi abanacağına plase yapsaydı kesin golü atardı.
3- Devre biterken Burak sağ çaprazda egoistçe şut atmayıp arka direğe kesseydi kankası Selçuk topla birlikte gol olurdu.
Bu vuruşa Selçuk bile isyan etti.
Galatasaray'ın fizik kalitesi iki maçı üst üste kaldıracak gibi durmuyor.
Cluj'da ekonomik oynadıklarını düşünürsek Mersin'deki kötü oyunlarına "Yorgunuz" bahanesini hiç bulmasınlar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.