Şanssızlık
Futbolun tüm kurallarını ve istatistikleri alt üst eden bir derbi izledik. Sonuçta oynayan, kazanmayı hak eden G.Saray değil, ezilen, büzülen ve şansı olan Fenerbahçe güldü. Futbolda sonuç önemliyse ve kazanan haklıysa gerisi teferruattır.
Galatasaray'ın kaybetmesinde üç etken vardı:
1- Fenerbahçe'nin iki kez gelip iki gol bulduğu pozisyonlarda Semih'in önce Ziegler'i kaçırması sonra da Stock'a gol pasını veren Bienvenu'ye kafa vurdurması çok büyük hataydı.
2- Derbinin kader adamı Necati oldu. İlk yarı topları kaleci Volkan'ın üzerine vurması golcülük kalitesine yakışmadı.
İkinci yarı kalenin dibinden atamadığı gol akıllara zarardı.
3- G.Saray'ın derbiyi kazandığında Süper Final'in biteceğini savunanların çığlıklarına MHK kulak kabartmış olacak ki, Fırat Aydınus'un kulağı bükülmüştü.
Aydınus, F.Bahçe'nin zamanı çalmasına göz yumdu. Melo'ya sarı kartı gösterirken bonkördü.
Ama Baroni'nin elle oynamasına kart göstermemesi ve atılmak için her şeyi yapan Caner'i sahada tutması talimat eyyamıydı. İlk yarıda G.Saraylı oyuncular, F.Bahçe'nin "Ninni" şeklindeki oyun felsefesine ayak uydurdu.
Stratejik bir hata
İkinci yarı F.Bahçe'yi sahasına hapseden, oyunu rakip sahaya yıkan, olağanüstü pozisyonlar üreten ama golü atamayan taraf G.Saray oldu. Ben pozisyonları saymaktan yoruldum, Necati, Aydın, Elmander kaçırmaktan bıkmadı. Selçuk'un mükemmel frikik golünden sonra G.Saray'ın skoru tutmaya çalışmaması da stratejik bir hataydı.
G.Saraylı oyuncuların, şansın yanlarında olmadığını görüp "Kazanamıyorsan kaybetme" felsefesini akıllarına getirmemeleri, kulübenin de kontrolsüz baskıya göz yumması refleks zayıflığıydı.
Melo, Eboue, Elmander, Emre, Engin ağırlıklarını koyamadı.
Derbinin yıldızı kaleci Volkan'dı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.