Biri tamam, ya üçü?

Fatih Terim maç öncesi yaptığı basın toplantısında şöyle demişti: "Grupta uçurumun kenarındayız. Ama düşmeyeceğiz." Çok ilginçtir ki Terim'in uzun süredir söylediği tek doğru laf, bu olsa gerek. Sayın hocam sonra gene devam etmişti: "Bosna Hersek'in Ermenistan önünde puan kaybetmesini bekliyoruz." İşte burada planlar tutmadı ve Bosna, 2-0'la Ermenistan'ı geçti. Bu sonuç gerçekten de bizim için kötü oldu. Sadece kötü olan o muydu. Hayır. 2-2'den sonra yıkılan milletin hali. Açık ve net şunu söyleyelim: Başta Fatih Terim olmak üzere herkes, Arda'yı omuzlarda taşımalıdır.

Tuncay ve Arda taşıdı
Sadece Arda değil, bir de Tuncay var. İki gol attı, sahada basmadık yer bırakmadı. Bir de defanstan tek başına top çıkarttı. Böyle futbolcuya söylenecek şey "Sağol kardeş"tir. Bunlardan sonra iyi olan Emre var. O da öyle. Halil de öyle. Bir Milli Takım için bu isimler çok önemli. Hiç kimse kalkıp "Kötü oynadık" diye bir şey söylemesin. Hatalı iki gol yedik. Kimse moralleri bozmasın. Ama Terim de bizleri 2-2'deki gibi umutsuz bir duruma düşürmesin. Kayseri'de her şey mükemmeldi. Stat harika, tribünlerdeki atmosfer ilginç. Maça gelenler ay-yıldızlı formanın yanında, tuttukları takımların formalarını giymişler. Maça Başbakan Tayip Erdoğan dahil, 100 den fazla milletvekili geldi.

Tek kaleye çevirdiler
Maçın altıncı dakikası dolarken şok bir gol yedik. Bu golde defansın hatası fazlaydı. Ancak bu fazla sürmedi. Toparlanan futbolcularımız Estonya kalesini abluka altına aldı. Tuncay beraberliği, Sercan galibiyeti getiren golleri atınca rahatladık. 52. dakikada atılan şok gol durumu 2-2 yapınca herkes yıkıldı. Ancak Arda kafayla muhteşem bir gol atıverdi. Durum 3-2 oldu. Ardından Tuncay skoru 4-2'ye getirerek herkesin sinirlerini rahatlattı. Maçın yıldızı tarşmasız Arda idi. Ancak Tuncay' ı da unutmamak lazım. En çok çalışanlar ise Emre ve Halil idi.