G.Saray'lı değiller
Polat ve Süren arasındaki polemikle ilgili neler söyleyeceksiniz? Polat, Süren için, "Boş ve fuzuli konuşuyor" dedi. Eski başkanın eleştiri yapması yanlış mı?
Faruk Süren, Galatasaray eski başkanları içinde Galatasaray'a sahip çıkma cesaretini gösteren tek başkan...
Başta çok yakın arkadaşım Alp Yalman olmak üzere geri kalan bütün başkanların, Selahattin Beyazıt dahil, Mehmet Cansun dahil, sessizliğine inanamıyorum. Sessizlik 'desteklemek' demek çünkü. Bu demektir ki 'Alp Yalman, Selahattin Beyazıt, Mehmet Cansun; Adnan Polat'ı destekliyor.' Desteklesinler!.. Onlara 'Brutus' deme gereği bile duymuyorum artık. Benim için onlar Brutus dahi değiller artık. Faruk Süren, Avrupa Şampiyonu bir Galatasaray bıraktı onlara... Galatasaray'ın bugünkü haline bak. Faruk Süren konuşmakta yerden göğe haklı ve de doğruları konuşuyor.
Faruk Süren kadar yürekli davranmıyorlar; her ne hikmetse, bilemiyorum. Alp Yalman niye susuyor anlamıyorum!..
Selahattin Beyazıt niye susuyor anlamıyorum!..
İsim veriyorum. Mehmet Cansun niye susuyor anlamıyorum!..
Demek ki bunlar Galatasaraylı değiller.
Galatasaraylı olanın bu dönemde susması mümkün değil.
Galatasaray tarihinin hiçbir döneminde bu kadar kötü yönetilmedi. -Polat, verdiği röportajda, "Başarısız olurlarsa, Hagi'yi de Adnan Sezgin'i de kapının önüne koyarım" dedi. Hagi belki yeni geldi ama Sezgin, bugüne kadar ki başarısızlıktan sorumlu değil mi? Komik. Kendi inanıyor mu? Adnan Polat'ın söylediklerinin üzerinde dahi durmaya gerek yok. Adnan Polat, açık ve seçik; kararlı. Türk Telekom Arena'yı açmadan kulübün başkanlığını bırakmayacak.
DÜĞÜN BAYRAM YAPTILAR
-Galatasaray, Kasımpaşa'yı mağlup ederken, Pino'nun kaçırdığı goller maça damgasını vurdu.
Maçın analiziyle ilgili neler söyleyeceksiniz?
Bu maçın önemli tarafı; Kasımpaşa'yı tanıyamadım.
İyi sonuçlar alamıyordu ama iyi futbol oynuyordu. 7-0 yenildiği maçtan sonra bile kulüp başkanı, soyunma odasına gidip, "Sizinle gurur duyuyorum" diyebiliyordu.
Bu defa ki Kasımpaşa'ya inanamadım. Bu kadar kötü bir Kasımpaşa görmedim. O Yekta yok, o Hüseyin yok. Bunlar benim Hiddink'e tavsiye ettiğim adamlar.
Yılmaz Vural herhalde Kasımpaşa'dan umudu kesmiş. Bırakmaya niyetlenmişKenardaki Yılmaz Vural'ı tanıyabildiniz mi?
-Televizyon bir ara gösterdi, teslim olmuş bir görüntüsü vardı. Heyecanı yoktu. Yani Yılmaz kafadan Kasımpaşa'yı bırakmış.
O günkü Kasımpaşa'yı kim olsa yenerdi. Ama işte Fener'le berabere kalınca üçlü çektiren Galatasaray, lig sonuncusu Kasımpaşa'yı yenince de düğün bayram yaptı. Anlayın durumunu...
Hele gazetelerin o komik manşetlerine inanamıyorum.
Bu kadar mı sahte bir medya olur!.. Bunlara böyle bakınca, 'Galatasaray kurtuldu, Galatasaray döndü' zannediyorsun. 'Üç tane gazete satacağım' diye insan bu kadar düşürür mü kaliteyi!..
Türk spor medyasından da utanıyorum, sadece Galatasaray'dan değil. Her şey Fener'e, Galatasaray'a, Beşiktaş'a endeksli... Her şey... Gerisi umurlarında değil. 'Bank Asya' diye bir lig var. Süper Lig'den sonraki en önemli futbol olayı. Benim medyam da futbol medyası...
Bank Asya'nın lideri Denizli, kendi sahasında Diyarbakır'a yenildi, "Sürpriz" dedik. Diyarbakır sondan bir yukarıya terfi etti o aldığı galibiyetle... Denizli, deplasmanda Karşıyaka ile berabere kaldıktan sonra yine kendi sahasında yani sonuncu Giresun'a yenildi. Bank Asya'nın lideri arka arkaya hem de sahasında, ligin iki sonuncusuna kaybederek liderlikten düştü.
Ondan sonra kafayı çekmiş Guti, kaza yapmış; tam sayfa...
RİJKAARD BAĞLARI KOPARDI
-Galatasaray, Topal ve Keita'nın ardından bir yıldızını daha sattı. 7 milyon euro'ya alınan Elano, 3 milyon euro'ya Santos'a satıldı. Yüksek alacakları nedeniyle Galatasaray'ın kârlı olduğu yönünde bir açıklama da yapıldı. Elano'nun satılması doğru bir karar mı? Galatasaray kârlı... Bizde bir laf var: "Zararın neresinden dönersen kardır." Rijkaard, Elano ile Galatasaray arasındaki bütün bağları koparmıştı. Galatasaray'dan Elano'ya, Elano'dan Galatasaray'a yarar gelmeyecekti artık...
Gitti adam... Hem Galatasaray kurtuldu, hem Elano kurtuldu.
Başkanlığı garantiledi!
Güney Afrika tercihi çok tartışılan ve çeşitli suçlamalara hedef olan FIFA, 2018 ve 2022 Dünya Kupası ev sahipliği için de ilginç seçimler yaptı. Rusya ve Katar kazanan ülkelerdi. Özellikle de FIFA sıralamasında 113. sırada yer alan ve Dünya Kupası'na hiç katılmayan Katar'a Dünya Kupası verilmesi büyük bir şaşkınlıkla karşılandı. Blatter'in olduğu her yerde benim için kocaman bir soru işareti var. Blatter, başkan kalabilmek için yine ulufe dağıtmış olabilir. Katar'ın yüzölçümü 11 bin 500 kilometre kare... Nüfusu 1 milyon... Dünya Kupaları'nın dışarıdan gelecek turist sayısı diyelim ki bu kadar; Katar'ın nüfusu bir kat daha artacak. Nerede kalacak bunlar? Sağda solda... Turnuva hiç olmazsa oradaki bütün emirliklere verilse neyse!.. Rüşvet dağıtıyor Blatter usta!.. Demek ki 2022'ye kadar FIFA Başkanlığı sağlamda...
* * *
Anadolu takımlarının tek çaresi var
Volkan Şen'in Üzülmez'e yaptığı hareketi faul bulmayanlar da var. Siz ne düşünüyorsunuz?
İbrahim kendini yere mi attı?
İbrahim Üzülmez'in kendini yere bıraktığı var. Ama Volkan savuruyor adamı. Orada sarı kart verilir.
Ona benim hiç itirazım yok. Ama ikinci sarı karta şiddetle itirazım var. Çünkü ikinci sarı kartta öyle hakeme yönelik ısrarcı bir tavır yok. Refleks bir hareket ve ne yaptığı belli olmayan bir hareket.
Buna karşılık Guti neler yaptı! Topu yere vurdu, top hakemin yüzüne vurdu.
Hilbert'in yan hakeme yaptığı hareket!..
Volkan'ın topu topu üç alkışına kırmızıyı çıkaran hakem Guti ve Hilbert'i seyretti bütün maç boyu.
Niye? Çünkü Guti ve Hilbert'te Beşiktaş formaları var; tembihli. Aman Beşiktaş'a dokunmayın.
Fener'e, Beşiktaş'a dokunmayın. Onlar da çünkü aşağılara düşerse bu lig biter. Federasyon da istemiyor bu ligin bitmesini, yayıncı kuruluş da istemiyor.
NİYE MANŞET OLMUYOR?
Bu maçı seyrederken "Allah'tan ben bir Anadolu kulübü başkanı değilim" dedim. Çekerdim takımı sahadan. 'Ne olursa olsun' derdim ve takımı çekerdim.
Bunu birisi yapmalı bir gün. Bu kadar aleni büyük takımcılık yapılıyorsa Türkiye'de ve buna kimsenin sesi çıkmıyorsa... Çünkü gazeteler büyük takımlardan yana, yayıncı kuruluş büyük takımlardan yana... Bu Anadolu takımları kimsesiz mi?
Karabük'ün reytingi yok "Kahrolsun", Fener'in reytingi var "Yaşasın Fenerbahçe" Yok ya!.. Bu mu Fair Play? Bu mu futbol? Bir tane gazete de bu hakemlerin yanlışlarıyla ilgili manşet yok. Satır aralarında yazıyorlar. Hakem eleştirilerinde yazıyorlar hakemin haksız olduğunu. Niye manşet değil? Tersi olsa manşette olurdu. Aynı hakemler Beşiktaş'ı ve Fener'i yaksalardı manşettelerdi.
Bugün lisanslarının ellerinde olması konuşuluyordu.
Ama Karabük'ü yaktığın zaman, Bursa'yı yaktığın zaman satır arasında geçiliyor ki 'Ee biz yazdık kardeşim' diyecekler utanmadan, sıkılmadan...
Nasıl yazma bu ya? Hakem maçı bir takımdan alıp öbür takıma veriyor ve sen bunu manşet yapmıyorsun.
BÜTÜN DÜNYA DUYACAK
O zaman Anadolu takımlarının bir tek korunma mekanizması var. Aralarında konuşacaklar ve birer birer takımlarını sahadan çekecekler. Bir Fener maçında bir takım çekilecek, bir Beşiktaş maçında bir takım çekilecek ve bu artık dünyaya yansıyacak. 'Türkiye'de takımlar çekiliyor sahadan' diye... Ne ceza verirse versin federasyon... Göreyim bakayım...
O Guti'ye o Hilbert'e göz yumup Volkan'ı atan hakemin maçında ben takımımı sahada tutmam.
-Bursaspor'un 10 kişi kalmasına rağmen Beşiktaş'ı ciddi şekilde zorladığını da söyleyebiliriz.
Hatta maç berabere dahi bitebilirdi.
Yani umurumda değil. Ben artık futboldan zevk almıyorum. Hakemlere inanmadığım zaman futboldan zevk almıyorum. O direkten dönen top içeri girseydi başka bir şey bulunacaktı 2-1 olacaktı maç!..
.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.