Bitsin bu inat!
Zor günlerden geçiyor Türkiye. Gemi azıya aldı terör. Kaç zamandır ölüm yağıyor gökyüzünden, gözyaşı dinmiyor annelerin. Paranoyak olmak üzereyiz çoğumuz, kimse kimseye sırtını dönemiyor, suçlamak, suçlanmak anadilimiz oldu nerdeyse. "Anlamak" unuttuğumuz bir dil oldu, "Anlaşılmak" yıllanmış özlemimizdir nice zamandır. İşte bu kirli iklimin en küçük ümitlerimizin kanatlarını kırarak hayatı kuşkuya dönüştürdüğü şu günlerde yalvarmak geliyor içimden vizyon, misyon ve sorumluluk sahibi herkese; gün, vicdan ve izan taşımak günüdür. Irk ve mezhepten kaynaklanan kaygılarla yangına körükle gitmenin zamanı değildir, gün. Biliyorum, "Yahu ne alaka, bir spor yazısında ne işi var bunların" diyorsunuzdur. Ama kazın ayağı öyle değil. Zira en ufak bir duyarlığın, sıradan sorumluluk örneğinin koca bir halata dönüşüp, bizi uçurumdan alacağına inandığım süreçten geçiyoruz ki, bu halatı temsil edeceklerin başında spor ve kulüplerimiz geliyor.
ŞEFFAF OLUNMALI
Sanırım, tam da Kurtuluş Savaşı öncesinde ümitsizlik yolları kestiğinde, Fenerbahçe ve Karşıyaka'nın Türkiye'ye nasıl bir nevi umut aşısı olduğunu anımsamanın zamanıdır şimdi. Dolayısıyla süreçlerin böylesinde en büyük görev de başta Fenerbahçe'ye düşer. Çünkü kesim ve kişiler arasında kaygı ve güvensizlik alıp başını gitmişse, iletişim dibe vurmuşsa, sorumluluk üstlenmesi, öz eleştiri yapması gerekenlerin başında Fenerbahçe gelmeli. Kulübün 3. Maddesinde yazdığı gibi, "çağdaş yaşama uygun olarak üyelerin ve sporcuların fizik ve moral eğitimleriyle ilgilenecek" yani. İyi de itimatsızlığın, kirlenmenin ve karşı tarafı umursamamanın salgın hale geldiği şu günlerde, Fenerbahçe'nin basına koyduğu yasağı inatla sürdürmesi sorumlulukla bağdaşıyor mu? Oysa en çok böyle günlerde şeffaf olmalı sarı- lacivertli kulüp. Çünkü Fenerbahçe, Türkiye'nin ortak heyecanı ve merak konusu. Morale ihtiyacı varken ülkenin, basınla yeni sorunlar yaratıp moralsizliğin tuzu, biberi olmamalı. İlkesiz ve disiplinsizliği savunmuyorum. Ancak "Disiplin" adı altında futbolcunun, teknik heyetin ve kulübün basınla iletişim yollarını tıkamayı da Fenerbahçe'ye yakıştıramıyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.