Yetmez!
Fenerbahçeli bir taraftar Konyaspor maçından sonra "63 yıllık Fenerbahçeliyim!" diye haykırdı! "Hayatımda bu kadar uzun süren kış görmedim!" Sözünü bitirmedi. "Hayatımda bu kadar korkak bir bakış da görmedim!" Adamın cümleleri "fosfor" gibiydi, kimi işaret ettiğini gördüm! Maç bitmişti de korkak düşlerin altında kalan Ersun Yanal'ın kahve saati gelmişti o sıra. İki maçlık kıpırtıyı devrim diye yutturanları gözleri de ele veriyordu saha kenarındaki yönetimi de! Ama hakemden medet ummayı yöneticilik zannedenlerin takımın içindeki gerçeklerin hala farkında olamaması ne acı! Her maçtan sonra sızlanma duvarına yaslanan Semih Özsoy Skrtel'in tekmesi için de bir yorum yapsın, adaletini görelim!
Bu sezon Fenerbahçe tarihinden sapma yaşanıyorsa! Fenerbahçe formasını giymek derin bir ruh ve aşkı gerektirmiyorsa. "Bu kulüpten içeri giremez" denilen teknik adamın korkaklığı iç sahada bile ayyuka çıkıyorsa. Ve bu takımı dibe çekmekle görevlendirilmiş Comolli gibi birine koltuk çıkmak yöneticilik mahareti sayılıyorsa. Fenerbahçe yönetimi önce aynaya bakmalı.
Trabzonspor taraftarlarının tribünde açtıkları pankartlara baktım. "Yeter artık!" Sevgili Trabzon! Yetmez. Onlar ne zaman hakları olmayanı reddettiler ki? Onlar sahada yenemediklerini masalarda yenerler. Parsayı toplamanın kitaplarını medyaya yazdırırlar. Bu ülkede sistem her zaman büyükleri kalkındırır. Sevgili Trabzon! Bırak onlar hakemlerle paslaşsınlar haram kazanca takla atsınlar! Sen pırıl pırıl gençlerinle geleceğe onurlu adımlar at. Bugün seni gözyaşlarıyla alkışlayan hayat; yarın bu gençlere verdiği değerin ödülünü de sana verecek. Yiğidi öldürüp hakkını vermek diye bir tabir vardır. Senin yiğit olduğunu görmeleri için ölmene gerek yok. Not: Karadenizli çocuklar; dalgalar yıksa da deniz kıyısına yapar kumdan kalelerini. İnadına inadına.
Ne yazacaktım yani, Skrtel'i sahadan atmayan hakemin lisansının iptal edilmesi gerektiğini mi? Geçen hafta apaçık korunan bu hafta çirkefliğine bıraktığı yerden devam eden Galatasaraylı Diagne'nin "hakemlerin manevi evladı" olduğunu mu? Bu kirli film sahneleri bitmez! Futbol paraya ve kabadayılığa boyun eğdikten sonra yolundan caydı. Keşke futbola duyulan heyecan kadar biraz da haysiyet ve meseleye erkekçe bakan gözler olaydı. Hem kulüplerin içinde hem medyada!
Çocuklara aydınlık bir dünya bırakmak hepimizin boynunun borcuydu ama gözümüz arkada kalıyor. Çünkü önümüz karanlık! Kimse kusuruma bakmasın. Ben çocuklara asla yalan söyleyemem. Ama şunu söyleyebilirim ki; çocukların kulüp başkanlarına, teknik direktörlere insanlık dersi verme ihtimali, onların çocuklara el verme ihtimalinden bin kere yüksektir. O yüzden onlara her istediklerini verin yine "YETMEZ!" Onların zalim gözlerine bakın, her şeyi anlamanıza "YETER!"
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.