Kara bahtımız!
Futbolun kara bahtı!
Onca borçtan ve Futbol Federasyonu'nun yardım elini uzatmasından sonra batmaktan kıl payı kurtulan kulüpler "bir ders almışlardır" diye umuyordum.
Nerde o günler!
Kulüp başkanlarının transfer bataklığında gülümseyen yüzlerine bakıyorum.
Onların hesapsız harcadıkları paranın ucu kime dokunuyor?
Soru: Batan gemilerin hepsi niye bizim oluyor da o başkanlar lüks yatlarda hangi yüzle hava atıyor?
Cevap: Bizim gibi kobaylar izin verdiği için!
Transferde harcanan para başkanların konuşma dilini de belirliyor.
Fikret Orman; "rakiplerimize transferde fark attık" diyor!
Ne büyük özellik!
Liderle arasında 11 puan fark var.
Beşiktaş, Avrupa'da yerle bir oldu!
Kulübün borçları gelirlerinden fazla!
Ve söylemdeki gurura bakın!
Fenerbahçe; Comolli'nin sezon başında yaptığı transferlerle yerle bir oldu.
Giderken yanlarında paradan başka hiçbir şey götürmeyecek adamlar sergisinde tarihi bir bozgun mevcut!
O transferlerden biri olan Benzia 28 kişilik kadroya alınmadı.
Star diye alınan bu adam ligin ikinci yarısındaki maçlarda oynamayacak UEFA Avrupa Ligi'nde oynayacak!
Şaka gibi yani!
Bu transferin babası Comolli için nasıl da büyük bir gurur!
Not: Ali Koç bu adamın heykelini niye dikmedi acaba?
Onun yırtıklarını dikeceğine!
Galatasaray bir futbolcuya 10 milyon Euro veriyor!
Üstelik bunu borçlarını bankalara taksitlendirdiği bir dönemde yapabiliyor!
Nasılsa büyükler bu ülkede şartları kendileri belirliyor!
Fay hatları kırılmış kimin umurunda!
"Biz hayvanlarla hayvan olamayız" diyecek kadar zarafet (!) kokan bir adamın başkanlık yaptığı bir ülkede futboldan ne bekliyoruz!
Üç büyükler bu ülkedeki çok şeyin sebebidir!
Şampiyonluğu hakemlerden her şeyi devletten bekleyenlerden ne bekliyorsunuz?
Ekonomik zafer mi?
Asalet mi adalet mi?
Büyükler için serbest bırakılmış haksız rekabetin diğer takımlardan alacağı her şey için "haklı" sebepler üretilir.
Gaziantepspor amatör kümeye düştü.
Üç büyükleri koruyan sistem onu niye korumadı?
Sezon başından beri Eskişehirspor'u izliyorum.
Teknik direktör Fuat Çapa ve Eskişehirspor taraftarı duruşunu hiç bozmadı, tribünler tıklım tıklım.
Kümede kalabilmek için olağanüstü mücadele veriyorlar.
O Eskişehir ki, üvey gözüyle bakılan Anadolu takımlarına ilham verip, üç büyüklere kafa tutmayı öğreten ilk takımdır.
Ama asalet ve adalet "egemen güçlerin" kayıtlarından silindiği için büyüklerin düşmesi gereken derde Eskişehirspor düşmüştür!
Öznenin "spor olmadığı" futbolda o sükseli başkanlar kulüpleri değil parayı yönetiyor.
O başkanlar medyayı yönetiyor.
Onlar yüzünden çok şey şeyi kaybettik ve devam ediyoruz!
Bütün mesele; otopsiye girecek tarafsız cerrah bulmak ama o da bu topraklarda az bulunan bir şey!
O yüzden her başkan medyadaki şakşakçıları ve özel tetikçileriyle "tahtını" koruyor!
Gerçek taraftar "bahtına" yansın!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.