Pazarlık!

Türk futbolunun Avrupa'daki içler acısı halinden kesitler izledik.
Aynaya bakmayı bilmeyen adına büyük denilenler, bir gün hayattan teselli ararlarsa siyah beyaz resimlerine baksınlar.
Bu ülke onlara gözü gibi baktı çünkü.
Acılarının vergilerini bile biz ödedik!
Yenildiği için soyunma odasında sevinç çığlıkları atanların da!
Gariban takımlara yenilip batanların ve yağ gibi üste çıkanların da!

***

Malmö maçında rakibin bileğine basan ve turun gitmesinde başrol oynayan Quaresma'nın cinayetleri devam ediyor.
Şenol Güneş'in ona gösterdiği babalığa karşı onun bu kaçıncı ihaneti.
Zorbalık bültenini ayaklarıyla yazan bu küstah adam yüreğinin derinliklerinde daha ne ihanetler saklıyor acaba?
Böyle birini alkışlamaya devam edenler, rakibini alt edemediği zaman tekmeyi basan bu züppeye yakından baksınlar!
Beşiktaş taraftarının en büyük günahlarından biridir Quaresma!

***

Edin Visca 8 yıldır Başakşehir'de oynuyor.
Yetenekse yetenek, asaletse asalet.
Bir tane çirkin eylemini bir tane kartını gören yok.
O kadar zarif ki; topla giderken bile ayaklarının sesini kısıyor.
Hala yeni keşfedilmiş bir element gibi duruyor.
Ama medyada bir örnek yazanlar ve yorum yaparken dişlerinin arasından kan sızanlar Visca gibilerini göremezler!
Baktıkları aynalarda da gözü gibi baktıkları ahlaksız adamlarda da!
Ersun Yanal gibilerinin bile paha biçilmez olduğu bir futbol aleminden fazla bir şey beklemeyin.
Baksanıza; "bu kapıdan giremez" denilen adam o kapıdan nasıl girdi!
Belki Ali Koç'la birlikte uzaya da açılırlar!
Fenerbahçe'nin tarihini kanatanlara "seyirci" olanlar varken!

***

Mazi pencereden bakarken, bizler için ahlaksızlıkların zamanaşımı yoktur.
Şike şerefsizliktir, teşvik primi de şikenin kan kardeşidir.
Ama ne utançtır ki; bu onursuzluğu yapanlar hala el üstündedir!
Çünkü böyle kuru sıkı delikanlılar yaş tahtaya basmaz!
Yeter ki paranın kokusunu alsınlar!
Not: Bir söz vardı; "uçtu Cafer bez getir" ya da "kaçtı Cafer bez getir" gibi bir şeydi. O sözü hatırlarsanız çok şeyi hatırlarsınız!

***

Kıssadan hisse değil tamamen gerçek!
Bir davette televizyon dizilerinde şöhret olmuş kadının yanına adamın biri yanaştı.
Kısa bir sohbetten sonra "pardon" dedi, "bir gece benimle birlikte olmanız için size 1 milyon dolar versem kabul eder misiniz?" Ağzı kulaklarına varan kadın "neden olmasın" diye cevap verdi.
Adam gülümsedi "peki ya 100 dolar versem?" Kadının birden yüzü değişti "siz beni ne sanıyorsunuz?" Adam yakaladığı ucuz fareyi kuyruğundan tuttu.
"Sizin ne mal olduğunuzu öğrendik hanımefendi. Şimdi iş pazarlığa kaldı!"

***


Mesleğindeki kazancının dışında "avantadan" para alan gazeteci, teknik direktör, futbolcu kim varsa bu onursuz pazarlıkların içindedir.
O yüzden satın almanın fiyatını parayı ödeyen belirler!
"Ne mal olduklarını" bildikleri beylerin "kaç paralık" olduklarını da göstermek için!