Hayal biletçisi
Kalplerin kolayca kırıldığı bir ülkede hayatımız düş kırıkları üzerine kurulu artık.
Televizyonların narkoz etkisi mi diyelim, teknolojinin geleneklerimize vurduğu darbe mi diyelim, bayramların eski tadının kalmadığını söylersek haksızlık eder miyiz?
"Daha ne bekliyorsun?" diyenler olacaktır.
Hakemlerine, futbolcularına öğretmenlerinden daha çok değer veren bir ülkede eski saygıyı bekliyorum, eski sevgileri.
Zarafeti, asaleti ve adaleti!
***
O yüzden bayram günlerinde maziye tur düzenliyorum.
Bir gazozu üç kişi içerken bile dibindekini arkadaşımıza bırakmaktan vazgeçmeyen çocukların dünyasına gidiyorum.
Bugün bayram.
Bağcıklı potinlerini giyiyor çocuklar.
Futbol sevdası var ya, ayakkabıların altları kramponlu.
Saçlarına kurdele bağlıyor kızlar.
Gözlerinde güller açmış, çorapları ponponlu.
Bayram bahşişleri için erketeye yatmış hepsi de.
Erken kalkmışlar o yüzden.
***
O bayramlarda bir cambaz gelirdi mahalleye.
Mahalle ayağa kalkardı.
Cambazın hünerini gösteren ipti.
Ya da o cambazlar kendilerini izleyenlerin sihrine sahipti.
Çocuklar anlata anlata bitiremezdi gördüklerini.
O zamanlar çocuklarının terli sırtına bez koyardı anneler.
Sonra teknolojik aletleri koydular önlerine, son model telefonları.
Mahalleler bitti o cambazlar gitti, sistemin cambazları geldi.
Adını küçük düşürmeyi büyüklük sayanlar çıktı ortaya.
Nefret gittikçe palazlandı.
Hakemleri bağlayarak, medyadaki kuklaların iplerini çekerek kendilerine bayram yaşattılar!
Kabadayı teknik adamların ayaklarını altın ibrikle yıkayacak gazeteci modelleri moda oldu.
***
Ben hala o siyah beyaz yılların özlemindeyim.
Modası geçmiş gerçeklerin ne yazarlıkta, ne insanlıkta değeri olmadığı biliyorum.
Hiç önemli değil.
Biz modayı hiçbir zaman takip etmedik zaten.
Varsın moda editörleri ve şiddet uzmanları bizleri okumasın!
***
Anlatmak istediklerimizle karşımızdaki insanların bizleri anlamak istedikleri arasında büyük fark varsa.
İstediği yalanları yazmamızı isteyenler de kusurumuza bakmasın.
Bizim gibi hayal biletçileri şimdiki zamanın içinde demode kalmış olabilir.
O yüzden bayramlarda eski güzelliklerin patikasında yürüyüşe çıkarken çocuklar için hep aynı şarkıyı söylerim.
"Mavi nurdan bir ırmak gölgede bir salıncak!" Ve her bayram maziye koşarım.
Yalınayak!
***
Çünkü çocuksuz kutlanmaz bayramlar!
O yüzden geleceğin mektubunu verirken, geçmişin güzelliklerini de hatırlatmak adına, bugün dantel işlemeli mendillerle avuçlarına sıkıştırılan harçlıkların yanında Anka yumurtaları da benden!
Kaybolan güzelliklerin küllerinden yeniden doğsun diye çocuklar!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.