07 Kasım 2017 | Salı

Vazgeçebilmek!

Yanlışlarını başkalarından gizlediklerini zannedenler, kendilerini izleyen yanlışların kardeşi olurlar.
Ligin 11 haftası geride kalırken Fenerbahçe'de kayıp puanlar kazanılan puanların üzerine çıktı.
İkinci yarıda oynanmamış maçları şimdiden kazanılmış farz edip; alternatif hesap sistemi geliştirenler kendilerini geliştirebilseydi.
90 dakikalar kazanma aşkına dönüşür ve Fenerbahçe bu halde olmazdı.
Fenerbahçe takımı ne kadar Aykut'suzsa. Takımdaki futbolcular da o kadar ruhsuz!
Formalar birinci sınıf olsa da yürekler ikinci sınıf.
Birçok futbolcunun bedeni sahanın ortasında ama ruhları maç bitmeden oyundan çıkıyor.
Ben de hafta sonunda onlara bir not düştüm!
"Komik olmayın çocuklar herkes size bakıyor!"

Osmanlı maçından sonra Aykut Kocaman'dan haber alınamadı.
Bu firarı Aykut Kocaman planlamadı. "Bir süre ortalıkta gözükme" dediler.
"Nasılsa cehennem donana kadar arkandayız!" Aslında ateşler yakıldı, benzin bidonları hazırlandı.
Birlikte yanmak için değil; "Bir daha bu kapıdan giremezsin" denilip anahtarı eline tutuşturulan adamı tutuşturmak için.
Bunlar tuhaf değil.
"Yönetim istifa" sözü duymaya tahammül edemeyenlerin fırsattan istifade etmesine mahsuben!
Onlar da cennetten muaf! Bir araştırma; çocuklar 4 yaşına kadar yalan söyleyemiyor!
Son araştırma; kulüp başkanları 70 yaşına kadar doğruyu söyleyemiyor. Aykut Kocaman sezonun ilk maçından sonra "dış güçlerden" bahsetti.
Asıl mesele iç güçler!
Elmaya giren kurtlar!
Sürekli kendine yenilen ama bir türlü kendini yenilemeyen bir takımdan bahsediyoruz.
Yıllardır yanlış yapılanmanın bedelleri ödeniyor.
Fenerbahçe'nin hak ettiği yeri elde edebilmesi için, Fenerbahçe Kulübü'nün şahıslardan daha değerli olduğunun öğretilmesi gerekiyor.
Kişileri korumak hatalara yer açmayı içerdiği içindir ki, böyle günlerde suskun kalmak da sorumluluktan kaçmanın en belirgin çaresizliğini gösteriyor.
Her zamanki klasik film yani!
Güç gösterisini başkalarını yok saymak zanneden biçare film kahramanlarının modası çoktan geçti.
O yüzden Fenerbahçe'yi bu hallere düşürenlerden kurtulmanın yollarını aramak, arka arkaya birkaç maç kazanmaktan daha değerlidir. Bundan 10 yıl önce Fenerbahçe taraftarı bir çocuğun mektubundan kalan satırlar.
"Benim ne çektiğimi, hiçbir Fenerbahçeli futbolcu bilemez.
Hele maçın bitiminde yatağına ölü gibi yatıyorsan...
Bu aşk hiçbir şeye benzemiyor Hakkı Abi.
Üstelik çok özlediğin hayallerin kıyısında sudan ucuz hatalarla batıyorsan..." O zaman söylemiştim şimdi yine söylüyorum.
"Sizin en masum hayallerinizden vazgeçenlerden sizler hala niye vazgeçmiyorsunuz?"