Sarı kavgaydı lacivert dava
Fenerbahçe dün gece Avrupa'ya yeniden sundu kendini.
Gruba ağırlığını koyarken, futbol adına da iyi işaretler verdi.
Sarı lacivertlilerin geceye başlangıcı harikaydı.
Ayağa oynarken yüksek isabet vardı, iyi bir yayılım ve enerji patlaması.
Feyenoord savunmayı neredeyse kale önünde kuracaktı.
İkili mücadelelere yürek koyan ve kendi yarı alanından jet hızıyla çıkan Fenerbahçe karşısında Feyenoord gibi bir takım bile ağır kaldı.
Baskının anonsu golü de erken getirdi.
***
Sezonun en hareketli Fenerbahçe'sini izlerken, "Teknik ve fiziki bir direniş" dedim.
"Belki de tepkisel bir isyan." Dönen toplardaki kapışmanın galibi olan orta alanı da sezon başından beri ilk kez tırnak içine aldım.
"Ozan ve Josef'in ayaklarına ışık düşmüş" dedim.
Fenerbahçe'de olanlar Feyenoord'da yokken.
İlk yarının sonunda Fenerbahçe'nin galibiyetinden başka hiçbir ihtimali maçın sonucu olarak bellemedim.
***
İkinci yarıda kişisel hatalarla Fenerbahçe kale önü manzaraları, rakibe "üzerime gel davetiyesi" bastırmak gibiydi.
Ama Avrupa'da galibiyet eğitimi almış bir takımın karşısında Van der Wiel ve Skertel'in "sihirli müdahalelerini" de izledik.
Orta alandan çıkış hızının el değiştirdiği sahnelerdi bunlar.
***
Ve gecenin sonu, bu statta geçmiş maçlardaki görkemli zaferleri hatırlattı.
Galibiyeti bir tabloya koyarsam, gecenin ressamı olarak Lens'in adını yazarım.
Özelliklerini bir kez daha onaylatan ve giydiği formayı uğrunda savaşacağı dava bilen adamı.
Onda alışılmadık bir çabukluk ve yaratıcılık var.
Bazı pozisyonların karelerini dondursam da, Lens yine hareket halindeydi.
***
Dün gece sarı kavgaydı, lacivert dava. Yol arkadaşlarının verdiği mücadeleye saygılarımızı sunarken.
Gördük ki, Hollanda'da kaç zamandır yenilmeyen bir takımı İstanbul'da yenmek keyifli oluyor.
Her şeyin bir ilki vardır.
Ve bu demektir ki; olmaz diye bir şey yok.
Yeter ki isteyin.
"Adınız Fenerbahçe sizin."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.