Tarihi geçmiş biletlere bile
Türk halkının onurlu mücadele beklediği bir takımın futbolcuları, sözde milli formanın kutsallığını temsil ediyor da. Doyulmaz ihtiraslarını en umulmadık zamanlarda fısıldıyorlar. "Prim istiyoruz!" Kendilerine vaat edilenlerin peşinde koşmakla. Kendilerinin vaat ettiklerini sokağa atmak arasında borçlu olduklarının hesabı nerede?
***
Gördüğümüz kadarıyla futbolcuların sahanın ortasında ortak bir davaları olmadığı aşikar. Ama prim denince davalarına olan sadakat gözlerimizi yaşarttı. O yüzden onlar, aksi ispat edilene kadar Türk futbol tarihinin gördüğü, tüm zamanların en açgözlü futbolcuları sayılmalı. H H H
Düşünüyorum da... Para kokan düşlerinin önünü kesmek için iki yenilgi yetmedi. Kazayla bir maç kazansalar neler isterler acaba? Bunu da futbolcuları prim hastası haline getirenler düşünsün!
***
Ama o futbolcular böylesine açgözlü olmayı içlerine sindiriyorlarsa. Her primi alsınlar! Herkes kişiliğini kendi ahlakıyla dokur. O yüzden herkes alnında sportmen ruhun rüzgarını taşımaz!
***
Sakın alınmayın çocuklar. Asalet ve zarafette prim yapacak değildiniz ya! Ayrıca böyle şeylerin değeri mi kaldı? Bakın keyfinize! Avrupa şampiyonasından sonra tatillerinizi bir hazine adasında geçirmenizi istiyoruz. Haritanız bizden!
***
Bizim asıl derdimiz mücadele ruhu. Bir takım maç kaybedebilir. Ama aciz biçimde değil. Elalemin futbolcusu kanlar içinde olağanüstü mücadele ederken, onların cebinde aynaları eksikti. Züppelik sendromları da caba! İtalya'nın yaş ortalaması 32.5. Türkiye'nin 24.5. İtalyan ağabeyleri bizim delikanlılardan (!) 20 kilometre fazla koşuyor. Üstelik prim falan da yok! Ne tuhaf değil mi?
***
Gördük ki. Sizlerin hastalık derecesine varan ihtiraslarınız doğaldır ki parayla tedavi ediliyor. Ayrıca alan razı veren razı. Bizlere ne oluyor ki! Yiyin çocuklar yiyin. Siz yemeyeceksiniz de, günde 15 saat çalışan fırıncılar mı yiyecek?
***
Prim istediğiniz için değil sizlere tepkimiz. Hak etmediğiniz primi isteyecek yüzü bulduğunuz için.
***
Bizim istediğimiz halkın omuzlarında taşıdığı değerleri hiç olmazsa ayaklarında hisseden futbolcu ruhudur. O zaman bazı şeyler haktır. Ama önce giyilen milli formanın kutsallığını hissetmek gerekiyor. Hissetmeyen alçaktır!
***
O yüzden önce yüreklerdeki primi kazanmaya bakın. Ya aslanın ağzından alın lokmayı Ya da kafanızı aslanın ağzına sokunuz. Çek maçını da hafife almayın. Sizler bu turnuvaya öylesine mucizevi biçimde katıldınız ki! Tarihi geçmiş biletlerinize bile ikramiye çıkabilir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.