Suçlular!

Alex'i yok sayıp, Kuyt'tan Alex yaratmak...
Alex takımın hızını kesiyor deyip, orta alana eski model dörtlü sistemi monte etmek.
Ve kendi sahanda oynadığın bir maçta, koca ilk yarı rakip kaleye gidecek tek pozisyon üretememek, Kocaman'ın "naylon devriminden" geriye kalanlardır!

* * *

Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nden elenmesi, Aykut Kocaman'ın kişisel politikasının infilakıdır. İsteseydi Fenerbahçe'ye bunu yapmazdı!
Sezonun ilk haftasında kendi oyuncusuna savaş açıp, takımının en büyük rakibi haline gelen bir teknik adam eleştirilerin hasını hak eder. "Benim taktik anlayışımda Alex'e yer yok" deyip, başı sıkışınca Alex'i can simidi olarak kullanan bir teknik adam, saygıyı hiç hak etmez.

* * *

Kocaman, Fenerbahçe'deki hayati finalleri kaybetmekten sanıktır.
Avrupa kupalarında kazandığı tek maç vardır, o da zavallıVaslui karşısında.
Alex'e tuttuğu neşteri, Aykut Kocaman'ın kendine tutması gerekir ama… Hesap vermek yerine, Avrupa Kupası kuralarından bahsetmeyi düşünecek kadar pişkin davranan bir adamın arkasından mikrofon tutanları bol olsun.

* * *

Aziz Yıldırım, tribünlerdeki haklı isyanlara bile heybetiyle mikrofon tutmayı, başkanlığın şartı sayıyor ya...
Hadi şimdi konuşsun.
Arkasında durduğu yanlış adamdan, gerçeklerin hesabını sorsun.
Ne yazık ki, Fenerbahçe'nin "benim adamım" diye sahip çıktığı bir teknik adamla, kaybettiklerinin hesabını soracak gücü yoktur.
Cumhuriyet varsayılan bir kulüpte Aziz Yıldırım hesap sormazsa kimse hesap soramaz!
Bilinçli taraftarların dışında!

* * *

Gerçek başkanlar, teknik adamlardan önce uyanmalıdır.
Ama mikrofona uzanmayı, uyanmaktan daha değerli sayan Aziz Yıldırım; aslında bu kavganın baş aktörüdür!
Bunun adı Şampiyonlar Ligi günahlarını başından savmaktır. "Şampiyonlar Ligi'ne müsaade! Paha biçilmez yerli düşlere devam!"
Nasılsa 3 büyükler ligi oynanıyor, nasılsa Türkiye'de şampiyonluğa oynamak sudan ucuz!
Aziz Yıldırım böyle davrandığı için, taraftarın kendisine duyduğu sevgiyi ve saygıyı harcamaktan sanıktır.
Gerçek suçlu da o'dur!

* * *

Ama Türkiye'de intiharları bile parlatıp cilalayan bir düzen varken, Aykut Kocaman ve Aziz Yıldırım'ın günahları üç günde örtbas edilir.
Çünkü sistem, kendinden olanı korur.
Ben de derim ki… "Yanlış insanları 'benim adamım' diye korursanız.
Bir gün o insanlardan korunmanız gerektiğini de öğrenirsiniz!"

* * *

Bir film böyle biter...
Sarı lacivert yürekler, derin bir iç çektikten sonra.
Yapılanların yanlış olduğunu anlamak için, daha çok şeyler kaybetmek gerekir belki. İş işten geçtikten sonra...