Ters falso!
İkinci yarıda kötü futbolun uykusundan uyanan Fenerbahçe, Alex'in kaşla göz arasında işi bitiren bireysel sihriyle, giden maçı döndürdü.
Bunun adı sendelerken vurmak. Bunun adı ters falso!
***
İlk yarıda Fenerbahçe adına kasvetli bir manzara. Rakip kale önü tenhalarda, savunma şaşkınları oynuyor.
Gaziantepspor futbolcuları çelik gibi, üstelik tahrip gücü yüksek. Fenerbahçe'nin her yanı kırılgan.
Maç, Gaziantep forvetiyle, kaleci Volkan arasında oynanırken, Gaziantep forveti davul çalıyor sanki. "Birazdan golü atacağım" diye. Gol de geliyor.
İlk yarıda, birbirinin üzerine devrilen adamlar arasında, Fenerbahçe adına ayakta kalan birini aradım. Yok.
***
Kendi sahanda hala tek santrforlu sistemi tercih etmek, Aykut Kocaman'ın doğrulara yanlış davranmasının kaçıncı örneği.
Üstelik santrforunu yalnızlığa terk etmek, Fenerbahçe'yi içine çeken kuyuysa...
Bu klasik hatalar rakibin futbol oynama rahatlığına hizmet etmek değil de ne?
***
Gecenin kaderini değiştiren adam öncelikle Kerim'di.
Gördüğü aptal kartın ardından, Fenerbahçe'nin ikinci yarıdaki canlanma sebebi oldu.
Fenerbahçe'nin dengesiz bir baskısı vardı ama "Böyle maçları ancak bireysel sihir yolundan döndürebilir" dedim.
O sihir Alex'teydi ve önce Stoch, sonra Cristian'a ve Mehmut Topuz'a işaret ettiği vuruşlar, sonucu tersine çevirdi.
İkinci yarıda Fenerbahçe'nin kandiliydi Alex… Ve görünen bir şey varsa… Bu sezon da, Alex'in Fenerbahçe'deki varlığı kanun hükmünde kararnamedir.
İkinci yarıdaki Stoch da, gecenin parmakla gösterilen adamıydı.
***
Bir gerçeği işaret etmeliyim.
Dengelerin değişmesini gerektiren düşünce; ikinci yarıdaki Fenerbahçe diziliminde gizliydi.
Santrforunu yalnızlığa teslim etmekle, beslemek arasındaki
farkın bedeli.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.