Cesaret ve itibar
Futbol takım oyunuydu.
Sahanın içindeki güçten başka güce ihtiyaç duymayan bir spor.
Yaralı askeri sırtında taşıyan diğer yaralı asker gibi.
Arkadaşları mücadele ederken, ölü asker taklidi yapan haysiyetsizliğe inat.
Rakip yöneticinin "oynama" teklifine fiyat biçen futbolcular, sadece kendilerini satmış sayılmıyor.
Arkadaşlarını da satmış sayılıyor.
O yüzden şike için para alan futbolcu varsa… Onlar sadece adalet önünde değil, arkadaşlarının önünde de hesap vermelidir.
Böyle operasyonlarda, taraftarlığın değeri de ortaya çıkıyor.
Herkes temizliğin etrafında bir çember oluşturmalı.
Kendi kirini, başkalarının kirine örnek göstermekten vazgeçip...
Çünkü; "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır.
O satıh bütün ülkedir, futbolun her köşesidir." İstenilen sonsuza kadar adalet.
Alın terinin ve emeğin ödüllendirildiği bir futbol dünyasıysa eğer...
Çarşı Grubu, sorumluluğun yakasına yapışıp hesap sorarken, harika bir duruş sergiledi.
"Gidin temizlenin!" Futbolun lekeleri gözyaşlarıyla çıkmıyor.
Nasıl bir gerçek paklarsa...
Ve hangi gerçek sizleri aklarsa, öyle gelin.
Beşiktaş Kulübü, aklanana kadar kupayı iade ederken.
Kupayla birlikte kazanılan parayı da iade etsin.
Hak ettikleri zaman geri almak kaydıyla!
Daha "şık" olur!
Gelelim futbolumuzun geleceğine.
Şeytanlığın pençesinden kurtulmak için.
Daha adil ve cesur olmak zorunluluktur.
Her renk bir diğerini gölgede bırakabilir.
Ama adaletin rengini gölgede bırakacak renk icat edilmedi.
Korkularını yenemeyecek kadar korkak olanlar; futbolun dışında kalsın.
Çünkü, sirkte çalışanların bile, gerektiğinde kafasını aslanın ağzına sokacak cesareti olmalıdır.
Ahlaksızlığın tarlalarına adaletin tohumları ekilene kadar.
Futbolun kapısına kepenk vurulması her şeyin sonu değil.
Ödenecek bedel varsa, bırakın ne şekilde ödenirse ödensin.
Aşk, ihanetle birlikte yürümez çünkü.
Meselenin marka değeri meselesi olmadığı ortadayken...
Her şeyin maddi kayıplarla ölçülmesine de karşıyım.
Ayıpların yanında kayıpların lafı bile olmaz.
Çünkü vicdanlarda kirlenen bir düzeni ayakta tutmak zordur.
Ayağa kaldırmak da ancak temizlenmekle mümkün olacaktır.
Bundan sonra asıl mesele, taraftarlar arasındaki şiddeti körüklemek değil, barışın ve kardeşliğin köprülerini kurmak üzerine olmalı.
Türk futbolu uçuruma düşerek yitirdiği itibarını.
Ağır ağır çıkarak yeniden kazanabilir. İtibar böyle bir şeydir.
Geç kazanılır ama kaybedilmesine bir daha izin verilmez.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.