Sevginin gücü
Trabzonspor'un kaderini değiştirmenin.
Takım ruhunu ayaklandırmanın.
Futbolun ayak oyunu değil, yürek bilimi olduğunu göstermenin.
Ve dengelerin yerle bir olduğu ligde, heyecan adına aldığımız tadın.
Tek sebebi o...
Takımını en zorlu geçitlerden geçiren rehberliğin. Hiç eskimeyen ciddiyetin.
Sıradan diye yorumlanan futbolcuların sevgiyle nasıl özel olduklarının.
Ve düşünen adamla, politik adam arasındaki farkın.
Tek sebebi o.
O Şenol Güneş... "Ben" değil "biz" duygusunu takıma aşılayan sevgi dolu öğretmen.
Eldeki kadroyla mucizevi yolculuğun buralara geldiğini görünce...
Sihir zannedilenlerin gerçek olduğunu ve bu gerçeğin Şenol Güneş'e ait olduğunu daha iyi anlıyor insan. Eriştiği olgunluğun yanından bile geçemeyen bir futbol medyasında.
Ve Burak Yılmaz...
Golcülüğün remix'i Bir futbolcu hata yapabilir, yetenekleri sınırlı olabilir.
Ama mücadeleyi bırakmazsa, yüreğini ortaya koyarsa çok şeyler yapar. Burak Yılmaz buna en güzel örnektir.
Bazen canı çıktı koşmaktan.
Bazen çok kişi bir olup onu yıkmaya çalışırken, öylesine güçlü çıktı ki.
Hiçbir galibiyette devreden çıkmadı.
Bu adamın Beşiktaş ve Fenerbahçe'de neden verimsiz, Trabzonspor'da niye bu kadar verimli olduğunun sorusu, "sevgide" yatıyor. İnsan sevgisinde.
O sevgi, beyin kanamasını bile dindirip, Burak Yılmaz'ı maçın kaderini değiştirecek mücadelenin içine itebiliyor.
Ve heykelini diktiriyor gönüllere.
Burak Yılmaz'ın formasını sırtından çıkarıp "annee" diye bağırmasına gelince.
Çıkan forma için gördüğü kartın bedelini, belki ummadık bir maçta ödeyecek ama.
Anne sevgisi sarı kart korkusunun önüne geçtiyse.
Ben profesyonelliği de, düşüncesizliği de çöpe atarım. Kimse kusura bakmasın.
Ve Alex de Souza...
Sessizliği çocuk masallarındaki kahramanlara benzer.
Gürültüsü ayağa kalkan tribünlere.
Hiç kalp kırmadan bugünlere gelmiş bir adamın, bütün bunları yaparken ahlakından bir şey eksilmemiştir.
Tavrı değişmemiştir, takımın içinde kendisine kumpas kuranlara karşı.
Galibiyeti örgütlemek.
Boynuna ip bağlanan Kanarya'yı uçurabilme mahareti.
Başarının öznesi, cümlesi... Fenerbahçe'nin ta kendisi.
Alex de Souza...
Sezon başında Aykut Kocaman'ın göstermek istediği Alex'le... Alex'in gösterdiği gerçekler, bir adamı ipten alacak kadar görkemli şeylerdir. Fenerbahçe'nin ayakta kalma gücünün kaynağı da budur.
Ve Galatasaray...
Efsanelerle anılan takım, şimdi mizahi yergilerin kahramanı!
Utanma duygusunu yitirmiş adamlara Galatasaray forması giydirenler, en az onlar kadar suçludur.
Altyapıdan onurlu çocuklarla mücadele etmek, hiçbirinin aklına gelmiyorsa.
Bizler de aklımıza geleni söylemekten utanmayız. "Sizler Galatasaray tarihinin en utanç verici futbolcuları ve teknik adamları olarak anılacaksınız."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.