Ayaklarıyla manşet atan adam: ALEX
Ayakların da dili vardır, onlar kazanmanın ruhuna dokunurlar.
Dün gece Alex oyuna ağırlığını koymasa, Ruhunu sahaya yaymasa... Fenerbahçe diye bir takım da yoktu, farklı galibiyet de...
Dünkü Alex, savunmanın hatalarını da sırtlayacak kadar hamaldı, yaratıcıydı.
Dün geceyi masal havasına sokan adam oydu.
Düşündüm de bir insan, kaç kez filozof olur?
Ve kaç kez sebebi olur böyle sonuçların?
Sezon başından beri bu Alex'i imha etmek için çırpınanlar var. Aykut Kocaman ve medyatik avukatları.. Fenerbahçe'nin kayıplarının arkasındaki sinsi gölgeler onlar. Herhalde dün gece bir kez daha utanmışlardır.
Fenerbahçe adına insafsız bir başlangıç.
Daha maçın 34. saniyesinde, bol paslı harika bir organizasyonun getirdiği gol. 3 bininci golü atmak, en çok Alex'e yakışırdı zaten. Gole nerden ve nasıl gidileceğini bilen adama. 14. ve 23. dakikalarda yine Alex...
Ve Bucaspor'un teslimiyetinin resmi.
Dün karşılarında sradan bir rakip de olsa, özellikle ilk yarım saatte, Fenerbahçe takımı futbola acıkmış bir ihtirasla oynadı.
İstilayı da kanatlardan başlattı.
Rakibi yıpratan merhametsiz bindirmelerde özellikle başoyuncu Gökhan Gönül'dü. "Harbi dava adamı." Ama savunmanın suç ortaklığında, onun hisselerini de pay etmeliyim.
Fenerbahçe'nin oyun bütünlüğü yok.
İlk yarım saatten sonra, başka bir takım çıktı ortaya. Mehmet Topuz'a baktım. "Bu adamın iyi oynadığı külliyen yalan" dedim. Bekir'in hala bu takımda forma giymesi, çaresizliğin ta kendisi. Santos ve Baroni'ye baktım da... "Bu adamlar niye saklanıyorlar?" diye sordum. Cevabını da kendim verdim. "Herhalde onlar gizli servisten!" H H H Benim için gecenin en parlak ışığı Gökay'dı.
Genç bir ustalığı vardı, hiç sırıtmadı.
Takımların can suyudur gençlik.
Bucaspor sıradan bir takım.
Her şeye rağmen, Fenerbahçe'nin kronik savunma zaaflarını, onlar bile dışa vurabildi.
İlk yarının son ve ikinci yarının ilk dakikasında Buca'nın kaçırdığı iki net pozisyon var ki. Fenerbahçe'nin"dokunmadan açılan kapı yanını mı?" işaret edeyim.
Yoksa Bucaspor'un gol atması için, kalecisiz bir kale daha icat etmek gerektiğini mi?
Ama sezon başından beri 5 gol atabilen takım, Fenerbahçe'ye 2 gol atmayı başardı ya, bu gurur da Fenerbahçe savunmasına ait olsun.
Bu savunma elemanları, ikinci yarıda bütün savunma planlarını rakibe sunan,"beraberlik gammazcıları" gibiydi. Fenerbahçe kalesi de, birçok pozisyonda ana baba günü gibiydi.
Bereket, Kocaman'dan doğru hamleler geldi ve Niang'ın oyuna ağırlığını koyma duygusu ayaklandı da, Fenerbahçe son dakikalarda stresi yok etti.
Sonuç farklı olsa da, ikinci yarıdaki futbol, Fenerbahçe'nin geleceğine yönelik tehdit olarak not edilmeli.
Böyle bir savunma, Fenerbahçe tarihinde yok çünkü.
Bu sonuç bu sezonun Fenerbahçe klasiği zaten. Onlar hep alt kattaki takımlara efeleniyor. Vur Allah vur!
Üst kattakilerle kapışmaya gelince... "Affedersiniz sizde fazla puan var mı?"
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.