Çelik pençeli Kartal
Dün gecenin sonucu...
İkinci yarıda gecenin yoluna baş koyanlarla... Kendi kaderine taş koyanlar arasındaki farkın tabelaya yansımasıdır.
Bobo'yu 70. dakikada oyuna alıp, maçın kaderini değiştirme hamlesi Schuster'e ait olabilir. Ama Nihat ve Nobre gibi iki adama 90 dakika tahammül etmek, Schuster'in yanlışı olarak, gecenin dip notudur. Aykut Kocaman'a gelince...
İlk yarıdaki golle her şeyin bittiğini düşünmesi bir yana... Alex'i oyundan aldıktan sonraki klasik kaybı, bir tesadüf müdür acaba? Bunun cevabını sokak falcıları mı versin?
Kompleksleri mi?
Maçın başında hücum ağırlı bir Beşiktaş.
İçe dönük bir Fenerbahçe... Beşiktaş'ın orta alanı kendinden emin ve yaratıcı. Fenerbahçe'nin orta alanı sadece rakibe hafiyelik yapıyor. Guti'nin maçın başında Nobre'nin önüne attığı bir top var. Biraz çabukluk , biraz inanmışlık kesin gol getirir.
Ama Nobre'deki hantallık çok şeyin sebebi.
Düşüncede cesur olmanın yetmediğini, sahaya sürülen adamların varlığı da belirliyor. Hakan Arıkan, hem Niang'ın golüne yataklık etti.
Hem, bir golün bir stadı cennete çevirme projesine mühendislik etti. Fenerbahçe'yi ilk yarıda hareketlendiren adamın Dia olduğunu özellikle belirtelim.
Rakibe itaat eden anlayışa karşı, başkaldırıyı o başlattı.
Kendisine eşlik eden adamın Gökhan Gönül olduğunu da işaret edelim.
Buna karşılık Beşiktaş'ın dün gece sırtına ağırlık yapan adamlar da çoktu.
Özellikle Nihat Kahveci ve Nobre... "Bu adamlar rakip takıma iltica etmiş gibi oynuyorlar" dedim.
O sırada Niang ve Dia'nın, rakip savunmayı ayaktan düşüren bindirmelerde harcadığı pozisyonlar vardı.
Maçın ilk yarıda kopmasına engel olan da "Güiza vuruşlarıydı."
İkinci yarıda Emre Belözoğlu'nun yokluğu, Beşiktaş orta alanına rahatlık sağladı. Beşiktaş'ın ezici baskısında Fenerbahçe savunmasının ipliği pazardaydı. "Ben" olma iddiasını, "biz" olma gerçeğiyle değiştiren Quaresma'nın bindirmeleri, Fenerbahçe'nin en güçlü yanını sallarken, golün sinyalleri ikinci yarı boyunca sürdü. İbrahim Toroman'ın kaçırdığı bir pozisyon var. Bu kadar kolay pozisyon harcamak futbolun yasasına aykırı.
Ama çabuk bir adamın, hantal Fenerbahçe savunması arasında neler yapabileceğinin en büyük delili olan Bobo, maçın kaderini de değiştirdi.
Sahanın en çalışkan adamı kimdi derseniz "Ernst" derim. En özeli kimdi derseniz,"İkinci yarıda Quaresma" derim. Topla buluşmak ona farklı bir karizma kazandırıyor.
Sonuç olarak son çeyrekteki"çelik pençeli Kartal", maçı kazandım havasına giren Fenerbahçe'den istediği aldı. Fenerbahçe'ye gelince...
Kendi gerçekleriyle yüzleşmeyenler.
Hatalarıyla sözleşiyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.