29 Aralık 2009 | Salı

Çelişki

UEFA finalinin oynandığı Şükrü Saracoğlu'nu, 2016 Avrupa Şampiyonası finallerinden muaf tutması, Mahmut Özgener'in, bu ülkedeki en güvenilmez yetkili olduğunun belgesidir. 2009 yılının UEFA finalinden sonra, organizasyondan yüzünün akıyla çıktığını söyleyen Mahmut Özgener, rica etsek yüzümüze bakabilir mi? Akla karayı ayırmamız için...

***
Trabzon da, Mahmut Özgener tarafından elemine edilmiş şehirlerden biri. Şehirlere eksiklerini söyleyeceksiniz, eğer yapılmazsa, ondan sonra bu hakkı onlardan esirgeyeceksiniz. Trabzon, özellikli bir futbol şehridir. Üstelik, bölgenin merkez üssüdür. Mahmut Özgener'in, o bölgelerin gelişmesine itirazı mı var? Yoksa başka şehirlere borcu mu var?

***
2016 finallerini elde etmedik daha. Elde etmemiz için, öncelikle oturduğu koltukları hak eden yetkililer görmeliyiz. Görebilirsek!...

***
Hafta sonunda gördüklerimiz ilginçti. Erzurum'da haklı bir davanın protestosu vardı. Erzurumsporlu futbolcular, ilk yarının son maçında, hakemin başlama düdüğünden sonra, 1 dakika yerlerinden kıpırdamadılar. Önlerinde açılmış bir pankart. "Bizden bu kadar!" Yöneticilere okkalı bir tokat! Futbol üzerinden siyaset yapan yöneticilere... Alın terlerini çalanlara, ailelerini aç bırakanlara... Bizler de, pankartımızı aynı adrese gönderiyoruz. "Futbolun siyasetini bırakın, borcunuzu ödeyin! Bizden de bu kadar!

***
Yabancıların değerleri ezip geçtiği garip bir ülkeyiz. Beşiktaşlı Ferrari, hafta sonu 1 yaşındaki oğluyla bara gitti. Meseleyi hafife almak için de, oğlunun emziğini ağzına aldı. Gecelerin de ahlakı vardır, babalığın da. Ferrari'nin emziği ağzına almak yerine, babalık cesedini yerden kaldırması daha makbule geçerdi.

***
Hürriyet Gazetesi'nden Süleyman Arat'ın haberine göre, Güiza 1.5 yıldır İstanbul'da ehliyetsiz otomobil kullanıyor. Bu kadar beceriksiz bir adamın, 1.5 yıldır kaza yapmamış olması büyük hüner. Ama ehliyetsiz otomobil kullanması, Güiza'nın Türk insanın canına verdiği değerin göstergesidir. Nasılsa kral ya!

***
Geçen hafta içinde Yılmaz Vural'la bir sohbetim oldu. Onunla konuştuktan sonra anladım ki, onun maçlardaki heyecanı, antrenörlük ateşinin fotoğrafı. Pandomim ustası değil. 25 yıllık zamanın ustası. Ölü takımları yaşatma derneği kurulsa, başkan olur. Gerektiğine kendine yazık etmiş, gerektiğinde sevincine güvercin taklaları eklemiş. Belli ki, dimdik durabilmek için bir bedel ödemiş. Hedeflerinden de asla vazgeçmiş değil. Büyük takımlara teknik direktörlük özlemine ve milli takım gerçeğine "parola" soruluyor ya... "İşareti" kendisi. Daha ne olsun!

***
Onun şimdiki zamanında, eski zamanları buldum. Mahalle delikanlılığını. mertliği. Düşündüm de... "Böyle adamlar kolay bulunmuyor artık."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor