Borsaya bildiririm
Sistem belli oldu. Bu ülkede, siyasiler veya ünlüler herhangi bir "görüşme" yapınca videoya kaydediliyor, kulüp yöneticileri transfer görüşmesi başlatınca da borsaya bildiriliyor.
Süper Lig'in 4 kulübü borsada malumunuz.
Onlar "tükan sahibi" pozlarında, gerisi "seyyar satıcı" sanki. İstedikleriyle transfer görüşmesi yapıyorlar, yüksek rakamlarla ayartmaya çalışıyorlar.
İş ciddiye binene kadar da yalanlama makinelerinden, yani resmi internet sitelerinden ret bildirileri yayınlıyorlar. Ta ki işi tam bağlayıncaya kadar. Transfer kesinlik kazanınca da, borsaya 1 ay öncesinin haberini bildiriyorlar: Falanca oyuncu için filanca kulüple görüşmeye başlandı. Borsa da bir alem. Siyasetteki, piyasalardaki en ufak dalgalanmayı saniye saniye izlerken, futboldakilere haftalarca kör sağır kalıyor.
Son anda bildirilince de "Anlaşıldı tamam" deyip devam ediyor. Neden? Kulüplerin borsada olması aslında ülke ekonomisi açısından son derece önemsiz bir şey de ondan. Her şeyin yalan olduğu, doğru dürüst futbol oynanmayan Süper Lig'e yüz milyonlarca liralık yayın geliri biçildiği yerde hiçbir şeyi eleştirmemek lazım belki de.
O paranın da Türk futbolunun gelişmesine değil, sadece oyuncu değil bir de maç bağlamacı bazı menajerlere, gizli aracılara, çıkar şebekelerine dağıtıldığı kirli bir sistem var ortada.
Halil markayı seçtiyse...
Hem, elimizdeki kadroyu güçlendirip önümüzdeki sezon şampiyonluğa oynayacağız, diyen Anadolu kulüpleri ellerindeki en iyi oyuncuları İstanbul'a pazarlama peşindeyse, kime ne? Borsadaki kulüplerin hemen hepsi zamanında oraya hatalı projelerle girmişler, sonradan büyük uğraşlarla kurtarmışlar kuyruklarını, ne önemi var? İkinciler birincilerden aldıklarını borsaya bildiriyorlar ya, her şey kuralına uygun!
Trabzonspor da, son olarak Halil Altıntop transferini bildirdi borsaya. Eskişehir'in elinden kapmışlar çocuğu.
Ligin son haftalarında iki şampiyonluk adayına karşı sergilediği iki farklı performansla sezonun dikkat çeken ekiplerinden biri olmayı başaran kırmızı-siyahlılar sitem ederken, Trabzonspor yöneticileri "Halil markayı seçti" diyorlar.
Trabzon'un diğerinin verdiğinin iki katı para teklif ettiği söylentilerini bir kenara bırakıp sormak lazım muhteremlere: Madem düşünce tarzınız bu denli seçkincidir. Söyleyin bakalım, Selçuk ve Egemen neyi seçti o zaman? Neyse... ben kendi fikrimi açıklayayım bitirmeden.
Halil markayı mı seçti bilemem ama yeni adresinin, Almanya'dan alışık olduğu deyimle "helal marka" olduğuna garanti verebilirim.
Ayrıca, borsaya da bildiririm...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.