Hakan Kulaçoğlu

Hakan Kulaçoğlu

27 Aralık 2010 | Pazartesi

Pazarın sayfaları

Pazar sabahı spor sayfalarını okuyorum. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın çıkışı manşetlerde. "Hakemler Fenerbahçe lehine kolay penaltı vermiyor" diyor. Bu durum ligin ikinci yarısında da devam ederse konuşacakmış.
Öncelikle, Yıldırım'ı kutlamak gerek, futbolumuzda ender görülen çağdaş bir yaklaşımla, konuşacağını önceden haber vererek muhataplarının da hazırlanmasına fırsat tanımış.
Diğer yandan, geç de olsa teknik adamına destek vermiş, Trabzonspor'un penaltılarına gönderme yapmış.
Şu Trabzon'un penaltılarına bir daha dönelim.
Antep'teki penaltı ve kırmızı karta "yanlış" diyecek bir futbol adamı var mıdır acaba?
Buca maçında rakip takımın geride olduğu ve orta sahayı geçecek mecali kalmadığı dakikalarda verilen penaltı yanlış, ancak skora etkisiz.
Belediye maçında ise mahalle arasında uygulanan "3 korner 1 penaltı" kuralı Trabzonspor'a "3 penaltı 1 penaltı" şeklinde uygulanmış.
Daha önce duran toplarda iki kez çalınması gereken penaltı düdüğünün esirgendiğinde yorumcular hemfikir gibi.
Kaldı ki, futbolun içinde oyuncu hataları ve hakem hataları hep var. Mesela Trabzon maçında hatasız oynayan Belediye stoperi Mahmut, Fenerbahçe maçının skorunu belirleyen oyuncuydu. Önce Niang'a al da at dercesine pası verdi, sonra rahat uzaklaştıracağı topu rakibe kaptırıp gole yol açtı, sonra da bir penaltıya neden oldu. Ha bu arada o penaltı kararının da bir hakem hatası olduğu ortak yorumdu. Bunlar futbolun içinde olan şeyler.

Yabancılar arasındaki fark

Futbolun içinde başka neler mi var? Yine Yıldırım başkanken bir Fenerbahçe-Trabzon maçında yaşanan Cem Papila hadisesi. Ertesi sene Apiah'ın Fatih Tekke'ye kırmızı kartlık darbesine penaltı çalınmaması. Bunları unutmayalım lütfen. Kendi takımımız bazı nedenlerle yarışta geriye düşebilir, hatayı hep dışarıda aramayalım. Bunu Trabzon camiası 27 yıl boyunca çok sezon yaptı, aldığı sonuç ortada.
Şimdi sadece işine bakıp doğru hoca ve doğru kararlar ile nereye ulaştığı da.
Pazar sayfalarında Trabzonspor ile ilgili bir başka konu, yerli oyuncuların başarıya katkısıydı.
Doğrudur. Onur, Serkan, Egemen, Selçuk, Burak ve Umut başarının temel öğeleri oldu. Ancak aynı yerli kadro kupa maçında silik kaldı. Yani, yabancıların da katkısı az değil.
Sorun yabancıların bölüm bölüm ve sırayla katkı yapmasında. Bunun temel nedeni de yabancı oyuncuların geldikleri sosyokültürel yapı. Latin Amerika ve Afrika kökenli oyuncularda istikrar sorununun sık görüldüğü malum.
İyileri de ülkemize gelmiyor. Türkiye'yi tercih eden Avrupalı oyuncular ise yetenek olarak geride, ancak daha disiplinli. Sınırlı kapasitedeki Sommers'in nice katkısı olmuştu takımına. Ya sessiz sedasız gelip giden Symkowiack! Şimdi kadroda olsa, Trabzonspor arayı açarak giderdi şüphesiz. Cale bile nasıl sorunsuz.
Ancak bu demek değil ki, her Latin Amerikalı veya Afrikalı oyuncu sorunlu, her Avrupalı da sınırlı yetenekli olacak. İkisinin bir arada olduğu yetenekleri bulup kazanmak lazım.

Avrupa'nın alt liglerine bakılsın
Şenol Güneş'in, geçen sezonun Ertuğrul Sağlam'ı gibi tutunamamış oyunculardan yıldızlar yarattığı yer alıyor yine sayfalarda.
Gerçekten de Trabzonspor'un kadrosundaki birçok isim Premier League, Bundesliga veya La Liga takımı ayarında değil. Tersten düşünsek: İngiltere Championship League veya Bundesliga 2 araştırılarak üç mevkiye iki tür ekonomik oyuncu transfer edilse, Güneş onlardan da yüksek verim sağlayamaz mı?
Meselâ, İngiliz ve Alman alt liginde temel futbol eğitimi eksiksiz stoper, golcü ve orta sahada istikrarlı oyuncular bulunabilir mi?
Bir kısım genç ve bazı deneyimli oyuncular iyi harmanlanamaz mı? Araştırmaya değer sanırım...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor