Hakan Kulaçoğlu

Hakan Kulaçoğlu

20 Şubat 2010 | Cumartesi

Güneş duası

İhsan Oktay Anar'ın Puslu Kıtalar Atlası, okunması "elden bırakması zor" derecesinde keyifli, ancak kurgu düğümünün çözülmesi de bir o kadar çetin başyapıtıdır romancılığımızın. Eser hakkındaki yorumlar bile başlı başına bir kitap azametindedir. Belki de en iyisi, bu romanı internetteki yorumları rehberliğinde okumaktır. Kitabın kısmen gizli öznesi Uzun İhsan Efendi, "Rendekâr doğru mu söylüyor? Düşünüyorum, öyleyse varım. Düşünen bir adamı düşlüyorum. Düşündüğümü bildiğim için, ben varım. Düşündüğünü bildiğim için, düşlediğim bu adamın da var olduğunu biliyorum. Düşlediğim de benim kadar gerçek oluyor" derken bizim kafamızı kendisininken daha çok karıştırır bir yerde. Rendekâr, aslında Fransız filozof René Descartes'ı simgelemektedir. Çok okuyan, felsefeye meraklı bireyler bunu fark edebilir, ancak benim gibi kitap sayfalarını maç seyreder gibi çeviren düz insanlar üst düzey bir roman okuduğunu anlasa da ayrıntıyı yakalayamaz.


***

Takip ettiğimiz takımın maçını heyecan içinde seyrederiz. Aksayan oyuncular, verilen açıklar, savunmayı aşamayan girişimler ve de değişiklikleri. Teknik adamı eleştiririz, verdiği taktiği tam da bilmeden. Ancak futbol farklı bir alan. Daha basit olsa da mutlak rakamsallığın getirdiği acımasızlık var doğasında. İyi hoca ile kötü hoca farkını en iyi ortaya çıkaracak "uzun vade" kriteri de çoklukla devre dışı.

Okuyup, anlayan olmak

Hekimlikle benzer yanı var teknik direktörlüğün.
Siz elinizden geleni yaparsınız büyük çoğunlukla, ancak sonuç her zaman sizin ve sevenlerin arzu ettiği gibi olmaz. Tanınız isabetlidir, tedavi planınız doğru, ameliyatınız başarılı. Ancak garanti etmez iyi sonucu. Takımınızı iyi hazırlayabilirsiniz, taktiğiniz de zekicedir, lâkin kaybedebilirsiniz. Zira, tedavi de taktik de bir duadır aslında. Siz en doğrusunu yapıp, istediğinizin olması için bir dua ederseniz temelde. İyi hekimseniz, iyi hocaysanız dualarınızın çoğu kabul olur; mesleki yeterliliğiniz kanıtlanır uzun vadede.
***

Sadri Şener, ablası, değerli bilim insanı Prof. Dr. Sezer Komsuoğlu'nun "Atlas'a baktın mı, Kolombiya nerede?" uyarısına uymayan bir Karadeniz çocuğu heyecanıyla çıktığı seferden Teofilo ile döndüğünde "Atletico Junior başkanı, Orhan Pamuk hayranı" demişti ya hani. Yrd. Doç. Anar ile yayınevi ekürisi olan ilk Nobel'limiz Pamuk'u geçtik, sayfa çevirmesi daha kolay toplam kaç kitabı okumuştur Süper Lig başkanlarının yekunu? Hakemi, hocayı, spor yazarını eleştirmek bir yana hiç değilse tehdit etmeyecek düzeye gelmiş olmaları gerekirdi, "okuyup anlayan" sıfatını taşısalardı eğer.

***

Bakınız, size Güneş'le ilgili net düşüncemi söyleyeyim: Oyunu, ülke ortalamamızın yeterince üzerinde okuma yetisine sahiptir. Takımını iyi çalıştırır, disiplinlidir, lâkin baba şefkati barındırır yüreğinde. Torpilli futbolcusu yoktur, formayı hak edene verir. Konu Trabzonspor'sa, en önemlisi, efsanenin tarihini, ruhunu ve genetik kodunu bilir. Trabzonspor yönetimlerinin teslim ettiği her kadrodan en yüksek verimi sağlamıştır her görev döneminde. Rakip takımın nereden açık verdiğini, kendi savunma sıkıntısının ne olduğunu, en uygun orta saha organizasyonun hangisi olduğu gibi çok sayıdaki teknik parametrenin hepsinde birden ligimizin bir numarası değildir belki. Ancak uzun vadede en görkemli eseri yaratandır elindeki malzemeye göre.

Güneş futbol azizidir
Çünkü rakibi okumak kadar, kitap okumak, anlamak ve anlatmak kaygısı taşır kafasında. Mütekâmil ademoğlu olmadan iyi teknik adam olunamayacağıdır şiarı. Trabzonspor'a bu sezon kupa kazandırır, kazandırmaz; Avrupa'ya taşır, taşıyamaz; uzun vadede bir kez daha şampiyonluğa ulaştırır, ulaştırmaz. Bunlar, onunla birlikte edeceğimiz toplu duanın kabulüne bağlıdır neticede. Birçok haklı teknik eleştiri ötesinde, seviyesiz, ruh hastası birçok yorumun baskısına boyun eğmeyip, 2002'de tarihimizin tek dünya üçüncülüğüne imza atan Şenol Güneş aslında bir futbol azizidir bu coğrafyada. O zaman, dünyada en çok bira tüketen coğrafyalardan biri olan, ancak kitap okumaya da ülkemizin 87 katı zaman ayıran Britanya'nın efsanevi birası için kullanılan "God Bless Guinness" sözünü temel alarak "God Bless Gunes" diye yazmıştık. Bugün Şenol hoca da biz de aynı yerdeyiz. Ve yerimiz gibi, düşüncemiz, düşümüz, duamız da aynı. Allah, Şenol hocayı ve Trabzonspor'u korusun, çok yaşasınlar. Ve çok uzun süre birlikte yol alsınlar. Zira her kurum için en önemli şey istikrar, Trabzon için en doğrusu, Güneş ile istikrar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor