Geriye ne kaldı?
Sorular işte; canımıza işleyen hançer. Milleti teknik direktör yapıp rahatlayacaklar. Herkes elinde kâğıt-kalem takımı yeniden kurmaya başladı. Ama bir gerçek var ki o da sahada sizin kurmaca-düzmece girişimlerinizi boşa çıkarıyor. Hadi basketbol mevzusuyla dağıldı diyelim ortam. Hadi diyelim ki genç kaptan gribal enfeksiyon. Peki o oyundan çıkarken ki sinirlenmeler, 'tribal enfeksiyon'u ikinci kaptanın? "Bir problem mi var" diye sormazlar mı? Oynatıldığınız yerle ilgili değil mi problem ikinci kaptan? Herkesin gördüğünü siz yaşadınız değil mi bizatihi? Sol içte teknik uyaran marifetiyle sol içte mıhlanıp kalmanıza uyuz oldunuz değil mi? Halbu ki o işi Elano yapacaktı ve siz 'koşan ve top kapan orta sahayı' oynayacaktınız. Bu size yapılacak en büyük hataydı Ayhan. İşte buna isyanınız...
Beklentilerim değişti
Arda maç boyunca kendi kendini yedi; koşullar dolayısıyla maça kara yoluyla gelen rakip ekip yorgun değil ama grip olan kaptan "Oynarım" demesine rağmen kenarda. Hollandalı'nın kafası iyice karışmış, Baros'un olamayacağını gördüğü andan sonra. Gerçekten bir 'B' planı için hiç düşünmemiş. Ya yaratıcıların ustalıklarını bir maçı kopartacak azimle sahaya yansıtacak bir 'renk takımı' ya da 'çalışanlar topluluğu' değil mi? İkisi arasında bir türlü karar veremedi 'çiçeği burnunda' teknik adam! Son maç onunla ilgili düşüncelerimi- beklentilerimi-yarı yarıya değiştirdi. Elindeki malzeme geyiğinin en iyi yapılacağı takım Galatasaray'dır bugün. Huysuz, hayta, genç, deneyimli, taktik uyumlu ve teknik bütün özellikler oyuncularında ziyadesiyle mevcut Rijkaard'ın. Demek ki 'esmer'in kafası ikisinden birine basıyor. Tercihini ya 'renk' ya da 'çok çalışan' takım üzerine kuruyor. Şimdi 'takım-oyuncu' değil, bir teknik adam problemi duruyor önünde Galatasaray'ın...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.