Alkış adres aramaz
Bir alkış tartışması var. Başarının ve saygının sanatçıya döndüğü bedeldir alkış. Beğenilen bir gösterinin aslında en büyük ödülüdür. Çünkü alkış almak için ödeme yapmazsınız. Samimidir alkış. Kim gönülden veriyor bu saygıyı, kim isteksiz, hemen anlarsınız.
Ama her ikisinde de eller sizin için çarpar. Çünkü hak ettiğiniz içindir.
Hak eden herkes, her performans alkışlanmalıdır. Renk ayırt etmeden, isteksiz de olsa, başarıya saygı gösterilmelidir. Rakibi alkışlamak kimseyi küçültmez. Aksine alkış sahibini büyütür ve bu jest ile rakibin gururunun ortağı olursunuz. "Adamı böyle alkışlatırlar" diyen de çıkacaktır aradan.
İşte onlar bugünkü şikayet edilen ortamın yaratıcılarıdır. İki elinizi yalnız alkışlamak için vurmazsınız, bu durumda sinek avlamayı da deneyebiliriz.
Alkış adres sormaz çünkü. Hak edeni yüceltir, hak etmeyeni de ezer…
Biz 40 kişiyiz...
Zokora, Emre'nin kendisine derisini rengi ile ilgili hakaret ettiğini açıkladı. Kıyamet koptu, Emre yine gündemin birinci maddesi… Öncelikle şunu söyleyelim; biz 40 kişiyiz, birbirimizi biliriz. Emre'nin ırkçı olmadığını, böyle yaşamadığını ve derisinin rengi nedeniyle ayrımcılık yapmadığını çok iyi biliyoruz… Yine de... Böyle bir söz sarf etme yetkisine sahip değil. Duruma bakıldığında, Emre için söyleyeceğim şey ırkçı değil, en fazla 'terbiyesiz' olabilir. Ama… Zokora'ya anlam veremedim. Kendisini aşağıladığını söylediği kişi ile kalan dakikalarda öpüşüyor, sarılıyor, kol kola giriyor. Sonra da; "Bana böyle dedi" diyor… Mesela... Yurt dışındaki herhangi bir temsilcimize, maç içinde, yabancı bir oyuncu, "Pis Türk" dese... Irkçılık, ayrımcılık yapsa...
O oyuncumuz bunu söyleyenin koluna mı girer, yoksa müsait bir anda dalağına mı basar?
Böyle bir sözün sahibiyse, kimse Emre'yi savunmaz. Özür de diledi.
Ama Zokora, hazmedemediği bir sözden şikayetçi olup, öncesinde de sözün sahibi ile samimi oluyorsa... İki davranış arasında doğallık yok, plan var.
Alkış adres aramaz (2)
Süper Final başladı. Ziraat Türkiye Kupası devam ediyor. Son viraja gerilirken, Fenerbahçe yine hedefin eşiğinde.
Sadece bu tablo bile, bu grubu alkışlamak, onlarla yürümek için yeterli.
Neden alkışlanacaklar?
En iyi dört oyuncularını kaybettiler. Rakipleri ise 10 yeni oyuncu aldı. Yine de vazgeçmediler, sonuna kadar geldiler, arada bir fark bırakmayıp, kimseye şampiyonluğu garanti ettirmediler. Bu nedenle alkışlanacaklar.
Başkanları tutuklu, yöneticileri tutuklu. Her türlü etkiye ve baskıya açık olmalarına rağmen, her dezavantajı ve engeli aşmayı başardılar. Bu yüzden de alkışlanmalılar.
Maddi zorluklar çekildi.
Ödemeler aksadı. Kulüp kırmızı alarm verdi, taraftarı ise elindekini avucundakini.
Bu bütünleşme için alkışlanmalılar.
Önce küme düşeceklerdi, maçlar devam etti. Sonra puanları silinecekti. Maçlar devam etti. Avrupa'dan men edileceklerdi. Hep hedefsiz ve motivasyonsuz kaldılar.
Paralar ödenmiyor, başarının bedeli de yok. Ama hep zirvede kalmayı başardılar.
Vazgeçmedikleri ve kuyruğu hep dik tuttukları için alkışlanmalılar.
Kim şampiyon olur bilemem. Ama bu sezon Süper Lig'in en başarılısını biliyorum. Kocaman ve öğrencilerini alkışlıyorum.
Çok fark var
Süper Final'in ilk iki maçında kazananları ile kaybedenler arasındaki müthiş fark ortaya çıktı.
G.Saray ve F.Bahçe, Beşiktaş ile Trabzon'un 1-2 level üstündeler. Süper Lig puan cetvelindeki fark durumu daha net açıklıyor. Demek ki, "Çok maç oynadık, konsantre olamadık" bahaneleri aslında bazı şeylerin üstünü örtüyor. İki takım da tüm sezonu boş geçirmiş…
120 dakika sonrası
Aykut Kocaman'ı çok eleştirdiler. Takımın ikinci yarıdaki tempo düşüklüğü, fizik güç eksikliğine bağlandı. 'İyi çalışmıyor, çalıştırılmıyor' analizleri yapıldı.
Fenerbahçe, kupada Kayserispor ile 120 dakika dişe diş bir mücadele etti. Son ana kadar tempo üst düzeydeydi, sahada kusanlar oldu.
Üç gün sonra Trabzon maçında ise 90 dakika rakibine sahaya dar etti, kimseyi kıpırdatmadı, iki gol attı, 2-3 tane de kaçırdı. Kimsede yorgunluk da yoktu.
Bir özür borcumuz var Aykut hocaya... O mental yorgunlukta ısrarcıydı. İnanmayanlar, ona haksızlık etti.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.