Bilic'ten harakiri!
Beşiktaş tabir yerindeyse Liverpool denizini aşıp, Brugge deresinde boğuldu. Baş suçlu Bilic. Çok sevdiğim, değer ve de destek verdiğim Biliç hem Beşiktaş'ı yaktı, hem kendini... Hem kendini kandırdı, hem de bütün ülkeyi.. "Brugge'e saygı duyuyoruz" dediğinde samimi zannetmiş umutlanmıştım.
Ancak ilk maçta başladığı yanlışlarına bir de çift forvete dönüp sistem değişikliği ekledi. Hem kendi gerçeklerini unuttu, hem de takımınınkini...
Bu takım 1.5 yıldır 4-2-3-1 oynuyor. İyi de oynuyor. Önde Veli-Atiba oynadığında vasat defansın açıklarını da çok iyi kapatıp ileri dörtlüye müthiş bir rahatlık sağlıyordu. Biliç bu işleyen çarkı bozdu..
İlk maçı hatırlayın Atiba'nın yokluğunda stoperde Necip- Ersan, tek ön libero Veli'yle oynadı.1-0'ı bulmasına rağmen ön liberoyu çiftlemeyi ve ortasahayı güçlendirmediği için 2 gole davetiye çıkarmıştı.
Atiba-Veli'ye dönmeliydi
Dün gece bu aşırı özgüveni boyut değiştirdi.
Forma renginin aynı olmasından mıdır, Brugge maçına Erciyes sistemi ve taktiğiyle çıktı. 4-4-2'ye dönüp Mustafa-
Demba Ba ile sahaya çıktı.Atiba'yı kulübede bırakıp Veli'yi yine yalnız bıraktı.
İlk yarı Brugge sahada daha iyi oynadı, daha çok pozisyon buldu.
Dün Motta'nın kişisel becerisiyle 1-0'ı bulunca. "Bu fırsat kaçmaz. Biliç ilk maçtaki hataya düşmemeli. Atiba-Veli'ye dönmeli" diye yüksek sesle söylenirken Brugge Beşiktaş'ı çözdü.
Suçlu ne Mustafa, ne taraftarın ıslıkladığı Tolga, ne Franco, ne de Necip!
Baş suçlu Biliç. Brugge'de basın toplantısında ısrarla uyarmasam, tatmin edici cevaplar alsam "Sağlık olsun" der geçerdim.
Yazık oldu hem Beşiktaş'a hem Bilic'e.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.