Tecrübe farkı
Beşiktaş-Porto maçında üç sorunun cevabını iyi vermemiz gerekiyor. Siyah-beyazlı takım iyi mücadele etti mi? Futbolcular sahaya yüreklerini koydu mu? G.Saray maçından farklı mıydı? Beşiktaş niye kaybetti. Eksik olan neydi? Yiğidi öldürmeden hakkını verelim. Ertuğrul Sağlam'ın sahaya sürdüğü 11 ve sistem hücuma yönelik, galibiyeti düşünen bir yapıdaydı. Takıma gelince takım iyi mücadele etti. 90 dakika elinden geleni yaptı. G.Saray maçından fersah fersah üstün bir futbol ortaya koyuldu. Bu performans derbide sergilense G.Saray maçını kazanan taraf bana göre değişirdi. Bu yüzden sergilenen mücadeleden dolayı futbolcuları kutlamak gerek. Ancak hepimizin bildiği bir kural var. Atamayana atarlar kuralı. Beşiktaş'ın eksik olan bu maçta bize göre iki şeyi vardı. Birincisi girilen 5 net gol pozisyonunun değerlendirilememesi. Bu tür üst düzey maçlarda iki tane yakalıyorsan birini mutlaka atacaksın. Bunda siyah-beyazlı oyuncuların hiç kuşkusuz beceriksizliklerinin payı büyük. Ama bir de rakip kaleci gerçeği var. Helton günün kahramanıydı. 4 pozisyonda gole izin vermedi. Refleksleri harika, oyunu takip ve hissi mükemmel. Bu maçı Porto'ya bence Helton kazandırdı. Porto 90 dakika Beşiktaş'tan üstün bir futbol oynamadı. Elimde maç sonu istatistikleri var. Hepsi de gol hariç Beşiktaş'ın lehine. Bir de rakibin yaptığı fauller ve hakemin bunları görmezden gelmesinin payı var.
Kredi bitmek üzere
Bu da ayrı bir konu. Ancak 90'da gelen golün bizlere, Türk spor kamuoyuna söyleyeceği çok önemli bir mesaj var. O da şu; Şampiyonlar Ligi'nde maçlar sadece yüreği ortaya koymakla kazanılmıyor. Tecrübe de çok öne çıkıyor. Porto'nun Beşiktaş'tan diğer farkı buydu. Biraz kaleci ve biraz tecrübe farkı, dün gecenin özeti. Bundan sonra ne olur derseniz. Bu hocanın ve takımın bana göre kredisi var. Ancak artık yönetimin kredisi bitmek üzere.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.