Ender Bilgin

Ender Bilgin

06 Mart 2021 | Cumartesi

Sadece hakem mi?

Galatasaray kazanmasına rağmen birkaç haftadır tehlike sinyalleri veriyordu. Geçtim Alanya maçını, Kasımpaşa ve Erzurum karşılaşmalarının yıldızı da Muslera ise varın gerisini siz düşünün artık. Bu nedenle A.Gücü yenilgisini sadece hakem üzerinden okumak ucuz popülizm olur.
Ligin son sırasındaki A.Gücü'nün emeği ve mücadelesine ayıp etmek de cabası...
Fatih Hoca özeleştiri yapmak zorunda. A.Gücü kadar koşan bir takıma karşı, yürüyen oyuncularla maça çıkıp, takımın yarısını değiştirdiğine göre maça çıkan on bir doğru olabilir mi?
Abdürrahim Albayrak'ın maçtan sonraki konuşmasını da abartılı buluyorum. Abdürrahim Bey hala 2019 yılındaki VAR kayıtlarını açıklayacak! Şimdi diyebilirsiniz ki, "Galatasaray kötü oynayabilir ama hakem gereğini yapsın". Kesinlikle doğru! Ama hakeme yönelik tutum da o kadar değişken ki. Bir Antalya maçından sonra " Var'dı, yoktu geçelim bunları.
Cüneyt Hoca hepimizin koruması gereken bir değerdir" diyen Fatih Terim değil miydi? Galatasaray'a özel bir durum değil bu. Herkes maçına göre konuşuyor. Bir gün iyi olan, öteki gün istifaya çağrılıyor.
Gelelim bu maçın özeline… Muhammed'e kırmızı göstermek ağır bir karar. Arda'nın penaltısını ise doğru buluyorum. Bir başkası değil diyebilir.
Ama pozisyonlar "yoruma dayalı" olduğu için VAR nasıl çağıracak?
Halil Umut Meler "benim yorumum bu" dedi. Şu protokolü bir öğrenelim Allah aşkına!

UYARMAK BENDEN!

Futbolcuların kenara alındıkları zaman teknik adama tepki göstermelerine çok şahit olduk. Malatya maçında böyle bir olayı Sergen Yalçın tarafından oyundan çıkartılan Aboubakar yaşattı. Taraflı tarafsız pek çok futbolseverin olumlu hisler beslediği bir futbolcuya 85.dakikada oyundan alınınca gösterdiği bu tavır hiç yakışmadı.
Hatırlarsanız benzer tepkiyi geçtiğimiz haftalarda Ghezzal 'de vermişti.
Belki de bu hareketler üst üste geldiği için olacak Sergen Hoca karşılaşmadan sonra, "Futbolcu oynamak istiyor ve tepki veriyor, anlayabiliyorum.
Aşırı olmadığı sürece problem teşkil etmez" dedi. Bu arada, "Oyuncuların keyfi isteklerine göre takım yapamayız" diyerek canının sıkıldığını da belli etti. Ancak aynı Sergen Yalçın'ın yorumcuyken söylediği sözler çok daha yüksek volümlüydü.
Sergen Hoca o dönemde, "Futbolcu çıkarken teknik direktöre el kol hareketi yaparsa o elini kırarlar" demişti.
Sergen Yalçın bence futbol coğrafyamızdaki en dobra ve sözünü esirgemeyen insanlardan biridir. Ama sorumlu mevkie geçince temkinli konuşmak gerekiyor. Yine de Beşiktaşlı futbolculara buradan bir uyarı yapayım.
Bundan sonra çıkarken el kol hareketi yapan ilk futbolcunun başı fena ağrır. Benden söylemesi!

KAÇAN BALIK!

Fenerbahçe Trabzonspor galibiyetini daha değerli hale getirecek iç sahadaki Antalya karşılaşmasında iki puan bırakarak rüzgârı arkasına alma şansını kaybetti. Erol Hoca bir kez daha kadro tercihiyle eleştiri oklarının hedefi oldu. Kadıköy'de üç maça bir puan sığdırmak kolay kabul edilebilecek bir durum değil. Fenerbahçe'nin kapanan takımlara karşı alternatif planları sınırlı. Konya ve Göztepe maçlarında da benzer senaryolar yaşamıştık. Aynı planla farklı sonuç beklemek ne kadar gerçekçi? Fenerbahçe açısından Antalyaspor beraberliği sonrasında söylenecek tek söz var. Kaçan balık büyük olur!

CANER İÇİN SON ŞANS

Geçmiş Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş performanslarında sicili pek parlak olmayan Caner Erkin, ikinci Fenerbahçe macerasında da agresif tavırlarının bedelini "geçici" kadro dışı kararıyla ödüyor. Caner'in iyi futbolcu olduğuna hiç şüphe yok.
Sık sık hücuma katıldığı için arkasına adam kaçırmak ve kolay top kayıplarından dolayı kontratağa yol açmak gibi defoları var. Ama artıları, eksilerinden hep fazla oldu. Agresifliği ve özel yaşamı ise bambaşka bir dert. Caner 3 yıl daha üst düzey top oynar. Ama aklını başına toplamaz, bu tavırları sürer ve Fenerbahçe'yi de kaybederse onu bekleyen en büyük tehlike bir büyük camiaya ait olamadan futbolu bırakmak olacak.
Caner Erkin eğer emeklilikten sonra da futbolun içinde kalmak istiyorsa "Fenerbahçeli Caner" olarak anılmayı başarmak zorunda.
Bu onun için son şans!

BİR HATAY GÜZELLEMESİ

Hatay'ı çok severim. Dinler mozaiği olması, köklü tarihi dokusu ve mutfağıyla özel bir zenginliği vardır. Açıkçası şimdilerde A. Hatayspor'da bu zenginliğe renk kattı. Sahaya iyi yayılan, ön alanda baskı yapan, pozisyon üreten ve ofansif oyunuyla keyif veren Hatay takımı 40 yıldır Süper Lig'de oynuyormuşçasına özgüven sergiliyor. Bu performansta Ömer Hoca'nın katkısı yadsınamaz. Başta Boupendza olmak üzere, düşük maliyetli fakat potansiyeli yüksek oyunculara yatırım yapan yönetimin de hakkını teslim edelim. A.Hatayspor ilk yılında Avrupa vizesi alabilir mi emin değilim, Ama kalan haftalarda Galatasaray, Trabzonspor ve Beşiktaş ile oynayacağı maçların şampiyonluk yarışına doğrudan yön vereceğine eminim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor