Ender fikirler: İki yanlış bir doğru eder mi?
Derbide yaşananları iki taraf farklı anlatıyor. Ancak bir gerçek var, edilen küfürler. Ne Arda'ya ne tribündekilere taraflar tepki veremedi.
Fenerbahçe'nin İletişimden Sorumlu yöneticisi Metin Sipahioğlu Galatasaray derbisinde yaşanan olaylara ilişkin bir dizi cevap verdi. Tribündeki seyirci sayısı, stada girişteki 1907 şifresi, Başkan Mustafa Cengiz'in kapıda bekletilme iddiası da dâhil olmak üzere birçok konuya görüntüler eşliğinde açıklık getirdi Fenerbahçe cephesi. Açıkçası görüntüler bu güne kadar anlatılanlardan bambaşka bir senaryo çıkartıyor karşımıza. Hal böyle olunca ben bazı işgüzarların Galatasaray başkanına yanlış bilgiler verdiğini düşünmeye başladım. Ancak bir konu hala olduğu gibi ortada duruyor. O da tribündeki küfürler. Geçtiğimiz hafta Arda'nın küfürlerine neden hiçbir Galatasaraylı tepki göstermedi diye sormuştum. Bu defa da Metin Bey neden tribündeki küfürlere tepki göstermedi diye sormak durumundayım. Eğer F.Bahçe o küfürlerin sahipleri için 6222'den işlem yapılması için suç duyurusunda bulunsa kimsenin söyleyecek sözü kalmazdı. Ne demişler? İki yanlış bir doğru etmiyor!
ANLATIM POZiSYONLARI
Geçtiğimi hafta A Spor ekranında kupa maçları vardı. Onlarca arkadaşımız İstanbul, Konya, Sivas hattında yoğun bir mesai yaptı. Bu arada Galatasaray- Alanya maçı yayınında izleyiciler Erman Hoca'nın anlatım pozisyonuyla ilgili isyanına şahit oldu. Açıkçası Galatasaray'a özel bir durum değil, pek çok stadımız maç anlatımı açısından berbat. 90'lı yıllarda çalıştığım Cine 5 yayıncı kuruluşken dönemin patronu Erol Aksoy statların ışıklandırması için yoğun çaba harcamış, gece maçları bu şekilde başlamıştı. O zamandan, bu zamana statlarımız çok gelişti. Ama anlatım pozisyonlarımız yerinde sayıyor. Eski statlardaki yerler zaten içler acısıydı. Yenilerde ise başta görüş problemi olmak üzere bir dizi sorun var. Örneğin G.Saray'ın stadı… Anlatım yeri sahayı iyi gördüğü için spikerler bu stadı sever. Ancak son derece dar, boyaları dökülmüş, masa ve sandalyeleri kırık, soğuğa karşı korumasız ve seyirciye yakın konumdadır. Hadi biz yılda üç, dört maç anlatıyoruz. Buralarda 20 maç anlatan lig yayıncısı bu işlere nasıl müdahil olmamış anlamak mümkün değil! Ben yakın taç çizgisini ya da köşe gönderi görmeyen statlar da biliyorum. Daha ne yazayım?
HEDEFTEKİ MESUT
Mesut Özil şüphesiz transfer döneminin en önemli sürpriziydi. Ancak bizde kötü bir alışkanlık var. Başarılı insanları aşağı çekip, başarılı işleri itibarsızlaştırmayı pek seviyoruz. Mesut transfer olduktan sonra önce yüksek maliyeti, sonra uzun süredir topa vurmadığı, ardından istiklal marşını bile okuyamadığı ve son olarak da sürekli İslami paylaşımlar yaptığı gerekçesiyle eleştirildi? Mesut'un futboluyla ilgili eleştiriler elbette olacak. Biz de yapıyoruz, yapacağız da... Ama bir insanı (dikkat edin futbolcuyu demiyorum) milliyetçilik ve dini değerler üzerinden vurmak kadar basit bir fırsatçılık olamaz. Son örnekte malum gazeteci ,"Cumhuriyet değerlerine bağlı Fenerbahçe kulübü" diyerek iyice bel altına çalıştı. "Zirvedeyken Alman, dibe vurduğunda Türk" eleştirisi de benzer bir ruh halinin tezahürüydü. "Dibe vuran adama" İtalya, İspanya ve MLS'den daha yüksek bütçeli teklifler olduğunu vurgulamak gerek. Tabii buradaki islamafobik yaklaşımı ve "Cumhuriyet değerleri" ifadesiyle yapılan ucuz kahramanlık çabasını da atlamayalım. Mesut'a gelince… Sanırım Almanya'da yaşadıklarından sonra bu tip faşist yaklaşımlara antrenmanlıdır. Ama bilsin ki bu daha başlangıç. Biz maalesef böyleyiz!
JOSEF'TEN MUCİZEVİ DÖNÜŞ
Fenerbahçe ile yollarını ayırdıktan sonra Suudi Arabistan'ın Al Ahli takımına transfer olan Josef de Souza, karın zarındaki iltihap nedeniyle beş ay takımından ayrı kalmış, iki sezonda toplam 38 maç oynamıştı. Suudi Arabistan'da antrenmanların düşük tempoda yapılması, maç eksiği ve sakatlıklar nedeniyle transfer olduğunda hemen herkes Josef'e şüpheyle bakıyordu. Ama Josef Türkiye'de kaldığı yerden devam ederek müthiş bir geri dönüşe imza attı. Onu skora yaptığı 1 gol, 2 asistlik katkı ile değerlendirme yanlışına düşmemek gerek. Josef de Souza sahada nerede duracağını çok iyi bilen, fizik kapasitesini iyi kullanan, arkadaşlarını yönlendiren ve oyuna akıl koyabilen çok değerli bir oyuncu. Beşiktaş'a büyük katkı yaptı. Üstelik F.Bahçe'den 12 milyon Euro'ya transfer olan Josef Beşiktaş'a bedelsiz geldi. Eğer Al Ahli ile yaşanan anlaşmazlık da çözümlenirse, Josef de Souza Beşiktaş adına son yılların en karlı transferidir.
YILIN FOTOĞRAFI
G.Saray'ın Kasımpaşa ile oynadığı maçın bitimine dakikalar kala kazandığı penaltı öncesinde, zemin kar yağışı nedeniyle çamur tarlasına döndüğü için değil penaltı noktasını görmek, düz bir alan bulmak bile imkansızdı. İşte bu durum ortaya unutulmaz bir görüntü çıkmasına yol açtı. Marcao ve Onyekuru, penaltı noktasını düzeltmek için elleriyle çamuru temizleyerek Mohamed'in vuruş sırasında sorun yaşamaması için seferber oldu. İşte size yılın fotoğrafı! Sarı-Kırmızılı takım bu penaltı golüyle altın değerinde üç puan kazandı. Galatasaray şampiyon olur mu bilemem. Ama puan için dökülen alın terini, fedakarlığı, takımdaşlığı ve isteği çok net görüyorum. Bu saydıklarım da şampiyonluğa yakışan bir takım olmanıza yeter.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.