03 Kasım 2018 | Cumartesi

Al sana 3!

Türkiye'nin en büyük iki takımının maçına benzemeyen bir karşılaşma izledik! Bir yanda saha, seyirci ve en önemlisi "Terimsilin" gazıyla önde pres yapan Galatasaray, öte yanda sistem değişiklikleriyle kafası karışmış, ne yaptığını bilmeyen Fenerbahçe...
Sadece 3. bölge oyununu oynayabilen Galatasaray'ın arka tarafta sıkıntı yaşaması muhtemeldi.
Böyle durumlarda "uçurtma" oyuncular çok iş yapar.
Hızlı, adam eksilten ve dikine oynayan... Fenerbahçe'de dikine oynayabilen oyuncular ise ne yazık ki kadro dışı! Bu maç özelinde Valbuena tercihini doğru buluyorum.

Çünkü onun gibi futbolcuların iş yapacağı bir diziliş vardı. Skora bakınca yeke yek bir mücadele olduğu düşünülebilir.
Penaltı ve ardından Jailson'un attığı golü güzel bir tesadüf diye yorumlamak gerek! Zaten maç 2-2'ye geldikten sonra herşeye gebeydi.
"Üç, üç, üç" diye bağıran Galatasaray taraftarı neredeyse üçüncü golü kalesinde görecekti.
Fenerbahçe takımı kalite olarak düşük olmasına karşın fizik olarak Galatasaray'dan üstündü.
Dakikalar geçtikçe bu üstünlük kendini gösterdi. Kalite önemli elbette ama futbol sahasında güçlü olmak zorundasın. Maçın sonunda kendi sahasında berabere kalmayı yediremeyen ve kendisine teknik adam diyen Hasan Şaş'ın ortalığı karıştırdığını gördük.
Konuşurken, yazarken sana Hasan hoca diyordum Hasan Şaş!
Bundan sonra Hasan'dan fazlası olamazsın! Adam gibi futbolcu olamadın ki adam gibi teknik adam olasın! Senin gibiler olduğu sürece ebedi dostluk, ebedi düşmanlığa dönecek. Yazıklar olsun.
Not: UNIFB'li kardeşimiz Koray Şener geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti. Mekanı cennet olsun inşallah.