This is Kadıköy!
Dick Advocaat'ın Emenike ya da Van Persie'yi değil Sow'u tercih etmesinin en önemli sebebi takım savunmasına yapacağı katkıydı.
Zaten maçın başından sonuna kadar neredeyse her Fenerbahçeli oyuncu "kendi işinden" önce kaleyi savundu.
ManU gibi tempo yapabilen bir takıma karşı saldırgan oynamak intihar olurdu.
Topu rakibe verip, 2. bölgede yüksek şiddetli pres yapan sarı-lacivertliler, akıllı oyunu sayesinde kendisinden daha yüksek kalibreli bir takımı mağlup etmeyi başardı. Dikine ve rakiple temaslı oynayan Volkan Şen bile savunma oyuncusu gibiydi!
OYUN İSTİKRARI ŞART
İlk maçta sahada olmayan Lens'in varlığının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görme fırsatı bulduk. Topla oynama oranlarına baktığımız zaman ezici bir ManU üstünlüğü göze çarpıyor. Oysa topu rakibe vererek hata yapmalarını beklemek Advocaat'ın planıydı. Fenerbahçe iyi değil akıllı oynayan taraftı. Bu sezon ilk kez taraftar desteğini gördük. Meşhur, "This is Kadıköy" söylemini İngilizlere hissettirdiler.
Taraftarın nasıl itici bir güç olduğunu umarım yönetim de anlamıştır. Artık kırgınlıklar, küslükler, yasaklar bitsin.
Maçın ikinci yarısında artık sadece savunan değil rakip kalede gol arayan bir Fenerbahçe vardı sahada... Emenike biraz akıllı ve egoist olmasa tabelada tarihi bir skor yazması işten bile değildi. Tekrar Lens'e dönelim, Fenerbahçe Yönetimi yemesin içmesin, başka bir transfer de yapmasın, Lens'in bonservisini alsın. Son yıllarda takıma bu kadar katkı veren ikinci bir oyuncu hatırlamıyorum.
Bu galibiyetle gurupta kağıtlar yeniden karılacak. Fenerbahçe teknik heyetinin tek yapması gereken "oyun istikrarını" oturtmak.
Bir maç fark yiyip diğerinde kazanmak dengesiz bir durum... Dün sahada yaptığı terbiyesizce hareketlerden sonra Türkiye'de İbrahimovic sempatisi bitmiştir sanırım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.