Son fırsat kaçırıcı
Bu maçın kazananı; orta alanı tutanı ve rakibe baskı ile kazandığı topu, rakip kaleye en hızlı götüreni olurdu. "Madem felsefe bu, o zaman ben de 3'lü defansla başlar, 2 kanat adamımı orta alana daha yakın tutarak, 2. bölgede topla en çok oynayan takım olan F.Bahçe'nin oyununu bozarım" diyordu Tudor. İlk 10 dakika plan tuttu. F.Bahçe'ye çıkarken baskı ile çok top kaybı yaptırdılar. Ama ilginç olan pozisyonları duran toptan buldular.
Giuliano maç boyu etkisiz idi. Serdar sakatlanıp çıkınca tekrar 4'lüye döndü G.Saray. F.Bahçe'de Dirar'ın ortası ile ilk kez heyecanlandı ama aslında tam 38 dakika rakip kaleye şut atamadı. Sonra, haftalar önce yazdığımı hatırladı; ön alanda baskı başladı G.Saray'a, oyunun akışı bir anda döndü ve Janssen ile pozisyonu da buldular. Ama bence gol öncesi faul kararı ağır oldu.
Avantaja döndüremedi
Hızlı çıkmaya başlayınca maçın en önemli pozisyonunu yine Janssen ile kaçırdılar. Mariano ve Gomis, G.Saray'ın iyileri idi, golleri kaçırmasına rağmen Janssen ile savunmada dik kalan Roman da F.Bahçe'nin. Kritik andaki dokunuşları ile Kameni de giderek kaleye ısınıyor. İlk yarının mesajı; "Kazanmak için, nefesin yettiğince ön alanda bas" oluyordu.
İkinci yarıda Alper kötü tercihler yapınca pozisyon bulamıyordu F.Bahçe. Üstelik topu ceza alanına da taşıyamıyordu, yavaş oynuyordu. O dakikaya kadar doğru oynatan, "son fırsat kaçırıcı Kocaman", fırsatı avantaja çevirecek cesareti gösteremiyordu.
Tudor skoru korumanın, Kocaman ise 'ancak 90'da ön liberolardan birini çıkarabilecek cesareti!' gösterebilmenin peşinde olunca berabere bitiyordu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.