Robinson Kocaman
Dün akşam Robinson Cruso gibiydi Aykut hoca. İki kez maceraya girdi. Biri oyunun başında, ilk defa bir arada oynayan üç tane ikili seçti. Sağ kanat, sol kanat, tandem oyuncuları ilk kez bir arada idi ve üstelikGökhan haftalardır olan sakatlığından sonra sağ önde oynuyordu.
Taşlar yerinden oynayınca takım çıkarken sürekli top kaybetmeye başladı. Alex, hayatında ilk defa 10 dakikada 4 top kaybetti.
Gökhan kenardan, sakatlığın da etkisi ile top getiremedi. Stoch neredeyse oyunda yoktu. Üstelik rakip çok koşan ve boğan olunca Fener pozisyon bulamıyordu. Topuz ve Cristian sadece savunma yapıyor, öne oynayamıyorlardı. İlk yarı Ziegler orta sahayı bir kez geçmişti ve Fener, ilk kez bu kadar hızlı bir takıma karşı oynuyordu.
İlk yarı kaybedilince Kocaman devreye girdi. Sezer ön liberoya, Bienvenu önde daha hareketli olarak Semih'in yerine, Topuz gerçek yeri sağa geçince taşlar yerine oturdu.
HATASINDAN DÖNDÜ
Takım öne çıkmaya başladı ama en büyük şans Stoch'un her antrenmanda yaptığı işi yaparak golü atmasıydı.
Sonrası Stoch coştu, takım 6 saniyede 4 pasta goller bulmaya başladı. Ama orada Kocaman ikinci macerasına girip, moralli ve iyi oynayan Stoch'u aldı, Caner'i koydu.
Maç, o andan itibaren ise Rus Ruletine döndü, gidebilecek gibi oldu ama Yobo, Bekir ve özellikle Cristian'ın iyi oyunları ile Fenerbahçe keazandı. Takımdaki herkes istekle mücadele etti. Küsen kimse yoktu, giren de aynı iştahla mücadele ediyor, takımın kenetlendiğini gösteriyordu.
Bu maçtan Kocaman'a kalan en önemli ders ise "maceracıların her zaman şanslarının yaver gitmeyeceği" ve "kendisinin hatasından kolayca dönen iyi bir taktisyen" olduğu idi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.