F.Bahçe zor durur
Liderlerin, yani Milan'ın, Manchester United'ın, Bayern Münih'in direkt frikikten golü yok bu sene. Barcelona ise sadece 1 tane atabildi. Yani frikik golü atmak çok zor.
Ama bu adamın ayaklarında sanki çocuk oyuncağı, attı frikiğini rahatlattı takımı. Alex, süper oynuyor bu sene. Ben futbolcunun kaç tane attığına değil, oynadığı maçın kaç tanesinde gol attığına bakarım.
İyi golcüler, oynadıkları 100 maçın ortalama 45'in de atar.
Sadece Gomez ve Messi
Alex, bu sene bu oranı yüzde 64'e çıkardı.
İnanılmaz!...
Dünyada sadece Bayern Münih'li Gomez ve Barcelona'nın gol makinesi Messi onu geçiyor şu anda. Alex'i anlatarak başladım...
Çünkü Kasımpaşa öyle defansif bir düzenle başladı ki bir sihirbaz dışında çilingiri açacak kimse yoktu. Fuat Çapa, Fenerbahçe'nin çok etkili olduğu sol kanada 100 metreyi 11 saniyelerde koşan iki adam Dimitrov ve Özgür'ü koymuş, Dia'nın hızını kesmeye çalışmıştı.
Dev adam Kelller ön liberoda Sancak'ın çabukluğu ile beraber, Selçuk ve Emre'ye taş koyuyordu.
Kasımpaşa koştu durdu
Mehmet Topuz ve Gökhan'la sağ kanat müthiş çalışıyor ama orta alanına yardım için ceza sahası dışına sık çıkan Niang, çok da top kaybedince tehlike oluşturamıyordu.
Bunlara rağmen istekli, koşan ve 4 pozisyon bulan Fenerbahçe'ye çok faul yaparak 'yıldırma' politikası uyguluyordu Kasımpaşalı futbolcular.
Fenerbahçe, mücadelenin ilk 25 dakikasında 5 korner kullanıp, topu da ayağında yüzde 73 ile tutunca, o topa sahip olmak için maçın daha çok koşanı mecburen Kasımpaşa oluyordu.
Yani; Fenerbahçe topu, Kasımpaşa ise oyuncuları koşturuyordu.
Ortaya çıkan şablon da konuk Kasımpaşa'nın Fenerbahçe'den daha çok yorulmasına neden oluyordu.
Bu da zaten oldukça diri bir görüntü sergileyen sarı-lacivertlileri iyice rahatlatıyordu.
Oynamayana gol yok...
Kalesinde üşüyen Volkan'ın ilk tehlikeli atakta golü kurtarması ne kadar iyi bir kalecinin kalede olduğunun delili idi. Alex'in mükemmel golünden sonra, Yobo'nun kendisine anlamsızca gelen topa yaptırdığı penaltıda Volkan "Oynamayana beleş gol yok'' diyordu.
İkinci yarı Fenerbahçe'nin maçı rölantiye alması normaldi.
Takımın önünde Gençlerbirliği, Konyaspor, Galatasaray ve Bursaspor ile oynayacağı 4 önemli karşılaşma vardı.
Aykut hoca da bunu bildiği için Dia-Özer ve Emre-Baroni değişiklikleri ile takımın aslarını diri tutmaya çalışıyordu.
Son maça bırakmazlar
Bu oyun anlayışı gevşemeyi de beraberinde getirince Keller'in pozisyonunda olduğu gibi sarı-lacivertli takım az da olsa kalesinde sıkıntı yaşıyordu.
Bu takım kazanmaya planlandı, kolay puan kaybetmeyecek. 3 hafta önce ''7 maçta, 19 puan alacaklar'' diye yazmıştım.
9 'unu şimdiden kazandılar.
Kalan 10 puanı da bence alacaklar.
Ama geçmişte olduğu gibi bir Denizlispor faciası yaşamamak için de işi son maça bırakmak istemeyecekler.
Dereli'yi terleteceğim!
Denizlispor karşılaşmasını hatırlamışken...
O maçın hakemi Selçuk Dereli, 28 Şubat Pazartesi, saat 20.00 de , TRT HD ve TRT Anadolu kanallarının ortak yayınında, bana bu maçla ilgili bu güne kadar hiç söylenmemiş gerçekleri açıklayacak.
Tüm futbol kamuoyunu, Selçuk hocayı biraz terleteceğim bu sohbete davet ediyorum şimdiden.
O unutulmaz karşılaşma sonrası Türk futbol kamuoyunda hemen herkes bir şeyler söyledi. Bu kez söz Selçuk Dereli'de olacak.
Tarihi maçı yaşamakla kalmayan, aynı zamanda yöneten Dereli'nin açıklamaları belki de yeni tartışmaların başlangıcı olacak...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.