Fener'e Emre lazım
Savunmadan çıkarken G.Antep top kaybediyordu" cümlesini bana , G.Antep'in kazmalığı değil, F.Bahçe'nin ön alanda baskılı ve çok adamla oynaması yazdırıyordu. Alex'in, standardının çok üzerinde koşması ve pres yapması, Kocaman'la gelen "takım olarak değişen ve mücadele etmeye dönüşen" anlayışın sonucu idi.
Aslında Emre'sizlik , orta alandan topu öne çıkarma sıkıntısı yaşatıyor, Topuz çok geriye gömülüyor, daha önde olan Baroni ise yaratıcılık sıkıntısı çekiyordu. Bu durumda kanatların çalışma seçeneği kalıyor, Kazım ve Gökhan'laçalışmayan sağ kanadı gören Alex, soluna daha çok bakar oluyordu.
Gol öncesi, alan boşaltarak Stoch'u topla buluşturma oyununa, Slovak'ın orta değil pası eklenince golün adı Alex oluyordu.
Aslında, takımın dar alanda oynamaya zorladığı Antep, bu sıkıntıyı uzaktan şutlarla aşıyor, bu şutlara" basmayıp" izin veren savunma anlayışı da, kurtarışlarına rağmen Volkan'ı sinirlendiriyordu.
Caner'in golde hatası vardı
Topuz'un savunma önünde "Gattusovari" oyunu takıma nefes aldırıyordu. Kazım oyunda yoktu ama Aykut hoca yine de ona şans tanıyordu. Son 20 dakikaya kadar takım savunmasını çok iyi yapıyor, kaymaları yerinde uyguluyor, 35 metrede oyunu sıkıştırabiliyordu Fener.
Orhan Gülle, bana Vieiratarzı bir ön libero olacağının sinyallerini verirken, "öne doğru oynama becerisi olan bir ön libero" isteyen Aykut hocanın da bence defterine adını yazdırıyordu.
Alex'i sarı kart alacak kadar hırslı ve içten ruh halin de Kocaman etkiler gözüküyordu. Ama, Semih'in dışarı, Kazım'ın öne alınmasının anlamını çözemiyordum. Caner'in katkısızlığı devam ediyor, özellikle topla çıkarken yaptığı kayıplar takımı sıkıntıya sokuyordu. Nitekim Serdar'ın şahane golünde de Caner'in yanlış pozisyonda durmasının etkisi vardı.
Duran top kullandıktan sonra uyumanın ve geri dönememenin faturasını da Olcan kesiyordu. Çıkıştaki Antep'e yenilmek sorun değildi ama Emre'nin yerine bir adam bulma gerekliliği de ortada idi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.