Dr. Gürkan Kubilay

Dr. Gürkan Kubilay

10 Mayıs 2010 | Pazartesi

Ben söylemiştim

Nerdeyse kadrosundaki tüm stoperleri oynatarak başlayan Ankaragücü, dost kulüp Bursa'nın istediği puanları almaya çalışıyordu savunması ile. Vittek'in olmaması Fener'in şansı idi,hele ki İlhan'ın varlığında.
Hürriyet de Alex'e yakın oynayıp, Çakır bile sağda arkada kalınca, Fener hücum için özellikle soldan daha istekli ve de savunma arkasına pas atma çabası içinde olan takım oluyordu.
Ligin kornerden en çok gol yiyen ikinci takımı Ankaragücü'ne, kornerden en çok atanı Fenerbahçe'nin golü sürpriz olmuyordu benim için.
Mehmet Topuz sadece golde değil oyunda da etkili olan adamdı. Gol sonrası arkaya yaslanan Fener pozisyon vermiyordu. İlk yarıda mücadeleyi gösteren en önemli bulgu, tam 10 oyuncu 5 km. üzerinde koşuyordu ki, bu ligde ilk defa oluyordu. Alex'in sakatlığı, Cristian Baroni'nin oyuna girmesi savunmasını güçlendirecekti Fenerbahçe'nin. İki etkisiz santraforun korner eşleşmesi Ankaragücü için klasikleşen facia ile sonuçlanınca Fenerbahçe rahatlıyordu. Vassel ve Murat'ın girmesi belki hücuma destekti ama savunma iyice düşüyordu Ankaragücü'de.
Nitekim Brezilya'da benzerlerini çok atan Cristian'ın golü ne kadar güzelse, rakiplerinin Güiza'nın sakatlığı nedeni ile oyunu bırakmalarına saygı duymaması o kadar yanlıştı.
Sonuçta Fenerbahçe 8 hafta önce kimse şans vermez iken sadece benim yazdığım gibi şampiyonluğa koşuyordu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor