Hoca olunca
İnanılmaz bir sıcaklık ve nem yoğunluğu altında futbol oynamaya çalışan her iki takım oyuncularını da gönülden kutlamak gerekir. Aslında maçın saatini de fazla kaşımamak gerekir çünkü Dünya Kupası finalleri dolayısıyla mayıs 2010 ikinci haftasında liglerin bitmesi gerekiyor. Ama bütün büyükler eylül sonuna kadar bu cehennemden bir sekilde gececek. Maça G.Saray klasik geri dörtlüsü ve önünde Mustafa Sarp ve Ayhan ile başladı. Kanatlarda Aydın ve Keita oyun içinde duruma göre orta sahayi 4'leyecek bir oyun sistemi içindeydiler. Baros'un arkasında Arda ise kilit oyuncu olarak takımı bir akordeon gibi açılıp kapanacak bir görüntüye sokacaktı. Maçın ilk 8 dakikasında görüntü, Galatasaray geri dörtlüsünün topu oyuna problemli sokmasıydı. Sıkıntı gibi görünürken müthiş bir çalışılmış varyasyon sonucu Arda'nın süper golü geldi. Son maçlarında sürekli belli şablonları uygulayıp goller bulmak Galatasaray'ın önemli artılarından başlıcası. Uzun oyuncuların serbest vuruşta ceza sahasında Gaziantep savunmasının kafalarını karıştırması bir kaosa dönen altı pas içinde Mustafa'ya resim çektirir gibi bir pozisyonda mecburi bir gol attırdı.
Mecburi bir gol!
Çok iyi oynadığı bir sırada Souza'nın müthiş füzesi savunma göbeğinin geriye kaçarak oynama hastalığı sonucuydu. Bu tandemde iki oyuncudan bir tanesinin topla iyi haşır neşir olabilen bir fondamantale sahip olması şart. Özellikle araya atılan kısa ölü toplara müdahalede zaaflar yaşanıyor. Nispeten daha serin bir ikinci yarıda (30 Derece) Gaziantep takımı kanatları kullanamama gibi bir handikapla sürekli ortayı delmek için uğraş verdi. Kewell yerine girdiği Keita'nın mevkiinde aylar sonra esas yeri olan sol kanatta oynayabilmenin dayanılmaz zevkine varır gibiydi. Gaziantep savunmasının ikramlarını değerlendirmekte ve son vuruşlardaki isabetsizlikleriyle Galatasaray bir ara acaba 'maçı zora mi sokuyor' dedirtti. Artıların çoğunu Galatasaray tarafında olduğu maçı şöyle özetlemek mümkün: 1) Ligin ilk maçında ve Gaziantep gibi zorlu bir deplasmandan 3 puan alındı. 2) Oyunu çok iyi okuyan bir teknik direktorün yıllardır teknik direktörsüz bir takıma nasil katkıda bulunabileceği görüldü. 3) Cehennem sıcağında oynama sırası da bu arada savuşturuldu. 4) Moralle başlanan bir sezon ve iyi günlerin ışığının Galatasaray adına ufukta belirmesi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.