Bekle bizi Kopenhag
Dolu tribünlerin Başakşehir'e ekstra motivasyon sağlamasını bekliyordum. Ancak ilk 45 dakika tahminlerimin fazlasıyla uzağında kaldı. 8'inci dakikada Visca'nın direkten dönen topu ağlarla kucaklaşsaydı farklı bir senaryo izleyebilirdik. Fakat Kopenhag, klasik İskandinav futbolu disiplinini bozmadı. Önde yaptıkları baskı, Başakşehir'in alıştığımız oyun anlayışına sekte vurdu. Kanatları istediğimiz gibi kullanamadığımız gibi, orta sahadaki üstünlüğü sıklıkla rakibe verdik. Adam paylaşımını iyi yapan ve sahaya dengeli yayılan Kopenhag karşısında tek tük tehlikeler dışında aradığımız gol pozisyonlarını bir türlü bulamadık. Aslında bu devrenin en iyi ismilerinden birinin Skertel olması ilk 45 dakikanın özeti gibiydi.
***
İkinci yarıda, ilk bölüme nazaran farklı bir oyun görmedik. Oyun, genelde ilk yarının kopyası gibiydi. Kopenhag, dönem dönem Başakşehir'i adeta hipnotize ederek zamanı lehine işletti. Crivelli'nin talihsiz sakatlığının ardından oyuna giren Robinho, güç verdi. Hatta öyle ki; takımını yüzde yüzlük gol pozisyonuna dahi soktu. Ba, daha erken içeri girse, golü bulmamız işten bile değildi. Bu tip iki ayaklı maçlarda, ilk maçta avantajı yakalamak kıymetlidir. Hele ki, o mücadele evinizdeyse... Seyirci baskısına alışık olmayan Başakşehir, dolu tribünler önünde dengesini mi kaybetti bilinmez ama, son dakikalarda Ba ile yakaladığımız penaltı ve Visca'nın golü adeta ilaç gibi geldi. 1-0 güzel skor. Avantaj cebimizde. Bekle bizi Kopenhag!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.