Şok kararlar şart
Güler misin ağlar mısın? İki sabıkalı takım karşı karşıya.
Taraftarların yapmış olduğu taşkınlıktan dolayı tribünler kadın ve çocuklarımıza kaldı.
Sahaya ne atlayan var, ne de bıçak atan var. Yani anlayacağınız tribün baskısı yok.
Tribündekiler eğlenmeye gelmiş.
Ama sahadaki futbolcuların tribündekileri coşturacak ne gücü kalmış ne de heyecanı.
Halbuki Avrupa'da ülkemizi çok iyi temsil etmişlerdi. F.Bahçe ile G.Saray aradaki puan farkını açınca işin tadı tuzu kaçtı. İki takım da maç bitse de evimize gitsek düşüncesi ile sahaya çıkmışlar. "Üçüncü olup Avrupa'ya gitsek de olur, gitmesek olur" der gibilerdi.
Radikal karar şart
Sahadaki görüntü buydu. Çok yanlış. Beşiktaşlı futbolcuların çoğunun transfer dönemi geldi. Gidecekleri, kalacakları belli değil. Onların da umurunda değil. Fernandes, yine bizim, Fernandes. Topa basıyor, koşuyor, mücadele ediyor. Bir topu da direkten döndü.
Beşiktaş'ta şu üçlü sistem oturmadı. Quaresma, Mustafa ve Simao... Bazen de Holosko ya da Edu oluyor. Bu formül bir türlü tutmuyor.
Tayfur stoperde Egemen ile İbrahim'i oynattı. Bence doğru seçimdi. Ama Ekrem ile İsmail hiç katkı sağlayamadı.
Güneş, forvetteki tercihini Halil'den yana kullandı. O da golünü atıp hocasının tercihinin doğru olduğunu ispatladı...
Beşiktaş camiası bir travma yaşıyor. Şok kararlar almak şart. İlkeli ve disiplinli olarak bunları korkmadan uygulamak lazım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.