Mesajım var!
Cebin mi var derdin var! Cep telefonu kültürü maalesef bizlerin yaşamını kapsama alanı içine aldı. Hayatımızın güzelliklerinin, kültürümüzün, kaygımızın, ananelerimizin ve yaşam felsefemizin değişmesine neden oldu. Bayramlarda bile birbirimizi arama yerine mesaj atacak hale geldik... Birbirimize olan sevgimizi ve saygımızı maalesef teknolojiye teslim ettik. Yaşamımızı bu ufacık cihaza bağladık! "Nerdesin, neden telefonun kapalı, neden cevap vermiyorsun?" gibi boş laflarla hayatımızı ona mahkum ettik. Aynı zamanda bu alet tehlikeli bir oyuncak haline geldi. Bunun sayesinde insanların özel yaşantıları bile ortaya serilmeye başlandı. 5-10 yaşındaki çocukların bile ellerinde cep telefonları. Olacak şey değil!
Zamanlama manidar...
Gelelim sayın başkan Yıldırım Demirören'in basına yansıyan mesaj olayına. Bir kulüp başkanı olarak kendince haklı olduğu kanaatine vararak, canının yandığına inanıp o günkü psikolojiyle samimi arkadaş olduğu Mahmut Özgener'e sitem dolu bir mesaj atar. Bu mesajın içeriğini tartışabiliriz. Bu doğaldır. Ama sinirlerin gerildiği bir haftada, nefes nefese bir yarışta bu SMS olayının medyaya yansıtılması yanlışa başka yanlış getirmiştir. Önemli bir camianın başkanının atmış olduğu bu kadar özel bir mesajının el altından birilerine sızdırılması hiç de hoş olmadı. Sayın Özgener'e buna benzer birçok mesaj mutlaka gitmektedir. Neden bunlar açıklanmıyor da derbi maçı öncesinde sayın Demirören'i ve camiayı üzecek olan mesaj yayınlanıyor. Üstelik de başkan Demirören'in Şükrü Saracoğlu Stadı'na maç seyretmeye gideceği bir dönemde! Herkesin "Fenerbahçe Federasyonu" diye itham ettiği Futbol Federasyonu'nun, ligimizin kaderini belirleyecek maç öncesinde bu tavrı nasıl karşılanacak? Benim de Mustafa Denizli ve Beşiktaşlı futbolculara mesajım var... Şampiyonluk o kadar yakın ki Boğaz'ın öbür yakasında. Şimdi görev sırası sizlerde...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.