Garanti futbolun bitişi
Garanti futbol... Yeni moda bu. Aman savunmayı sağlam tutalım, orta sahamız dengeli olsun, forvetimiz akıllı olsun, bir gol de bulursak yorgan döşek yapıp üstüne yatalım. Bu felsefe, futbolu seven insanı hasta eder. Nitekim herkes bu futbola hasta oldu. Eksiğin var. Tamam, bu kadar oyuncunun olmaması bazı şeyleri etkiler. Bollukta Mustafa hocam hamleleri rahat yaparken darlıkta rahat yapamayabilir. Öyle de oldu. Ama bakınca şimdi Tello yok, İsmail orada iş yapar. Defansif düşünceye sahip bir oyuncu. Daha düne kadar Milli Takım'da oynayan bir futbolcu. Şu maçta oynaması kadar doğal bir şey olamaz. Mesela Yusuf şu yoklukta varlık yapabilecek tek futbolcu. Bu maçta oynamazsa ne zaman oynayacak? Yani yaratıcı özelliğe sahip oyuncun hiç yok. Bir de son 20 dakika oynat, taktik gereği falan. Neden sonda oynuyor da , başta oynamıyor? Ben de bunu tartışırım. Neden maçı başta kazanmak yoluna gitmiyorsun da sona bırakıyorsun? Ne gerek var?
Hakem penaltıyı vermedi
Aynı şekilde Serdar Özkan... Yani hep aynı şablon, aynı düşüncede futbol mantalitesi. Şu maçta bile 3 tane ön libero oyuncusu. Bu korkunun anlamını çözemiyorum. Ne değişiyor, ne fark ediyor? Cesur ve akıllı oynamak demek, aptal olmak demek değil ki. Son dakikalar bu değişiklikleri yapıyorsun ve kazanmak istiyorsun. Ben de diyorum ki, "Sen bu oyuncularınla ilk dakikaları oyna ve kazan, ondan sonra da skoru koru." Ne değişir? Daha mantıklı değil mi? Ankaragücü zor bir dönemde iyi takım kurdu, iyi oyuncuları var. Mesela Vassell, ilginç bir oyuncu. Ona Kaş tarafından yapılan posizyon var, direkt penaltı. Hakem onu vermedi, öyle gördü. Söylenecek bir şey yok. Ama Ankaragücü de Beşiktaş'ın isminden korkmuş belli ki. "Aman kazasız bu maçı geçeyim de" diyor. Böyle bir takım seni zorlamıyor. Senin zorlaman, senin pres ve baskı kurman, tempo yapman lazım. Bu arada direkten dönen bir top var. Bu futbolun kader anlarından biridir. Ama dediğim gibi, bu maç için söylenecek bir şey yok.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.