Adından başka hiçbir şeyi süper olmayan ligimiz ve futbolumuz için çok önemli bir dönem yaşıyoruz. Soruşturma ve yargı dönemi tamamlandığında çok daha temiz liglerimiz olacak inşallah...
Ciddi, kapsamlı ve dahi sürprizli bir yasal süreç bu. Önceki gün Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın tutuklanmasına sevinen ve gasp edilen şampiyonluk kupasının geri geleceğini düşünen Trabzonsporlular bu kez başkanlarının da soruşturma kapsamına dahil edilmesinin üzüntüsünü yaşıyorlar.
Utanç daha beterdir
Suçu işleyenler o yasalara göre cezalandırılır. Yasa, söz konusu mecranın marka değerine, yayıncı kuruluşuna, diğer kurumların durumuna bakmaz. Sadece suçluyu değerlendirir. Federasyon da bunu yapmalıdır. Yasa dışına çıkanların cezasını belirlerken bizzat kendisi yasa dışına çıkma suçunu işlememelidir. Başka seçeneği yoktur. Başka türlü tam temizlik olması mümkün değildir.
Bugün Trabzonsporlulara büyük görev düşüyor. Gün, bu kirli düzeni reddederek bordo-mavi renkleri seçenlerin farklılığını ortaya koyma, Trabzonsporluluk felsefesini net olarak anlatma zamanıdır. Öncelikle Trabzonspor yönetiminin, bazı kulüplere benzer şekilde "Yüce Türk Adaleti'ne güveniyoruz" ile başlayıp sonradan savcıya, hakime akıl öğretmeye kalkan tuhaf bildiriler yayınlamaması lazım. Taraftarın ise sabırlı olması ve yargıya "hakikaten" güvenmesi gerekir.
İlk bilgiler Şener'in bir ya da iki maç için teşvik girişimi konusunda sorgulanacağı yönünde. Sadri Bey bugüne kadar bu tür teklifleri hep şiddetle reddeden bir başkan olarak bilinir ama bilinmeyen şeyler yok demek değildir. Milyonlarca insanlık bir camiadan sorumludur. "Rakibiniz şampiyonluğu almak için her şeyi yapıyor, sizin eliniz armut mu topluyor" diye baskı yapanlar, aracılık teklif edenler çıkmış olması olasılıktır. Bu anlamda konuşmalar takibe takılmış olabilir. Bekleyip görmek lazım. Trabzonspor'u yönetenler, kurumlarına karşı oynanan bir büyük oyun karşısında bunalıp, o coğrafyanın ağzıyla "darlanıp" bazı şeyler düşünmüş olabilirler. Dahası, artık suç olan bazı girişimlerde bulunmuş da olabilirler. Seri büyük suçlara maruz kalanlar, karşı bir cılız suç girişimini düşünmüş olabilir.
Bu durum elbette vicdanlarda ligin koca bir yarısındaki tüm maçları ayarlamaya çalışmakla bir tutulmayacaktır. Çok sayıda haksız puan sağladığı iddia edilen bir organizasyonla, varsa puan etkisi olmayan bir eksik teşebbüs elbette çok ama çok farklıdır. Ancak yasa önünde bir karşılığı olacaktır.
Düşünce suçu sayılır!
Son günlerde medyada tamamlanmamış bir suç diye de geçen "teşvike teşebbüs" ise herhalde bir takımın bir veya daha fazla mensubuna iyi oynamaları için prim yani para önermek, ancak muhatabın kabul etmemesi olsa gerek.
TFF'nin Trabzon'a ceza verebilmesi için bu tür teknik takip delillerinin gelmesi gerekir. Yöneticilerin kendi arasındaki konuşmaları ise olsa olsa düşünce suçu olur ve yasada karşılığı yok olsa gerektir.
Sözün bittiği yerdeyiz