Galatasaray, Konya'yı 5-0 mağlup ederek adeta büyük bir patlamaya imza attı. Aslında maçın zorlu geçmesi bekleniyordu ama Konya, son dönemde çıkışta olan Galatasaray karşısında varlık gösteremedi.
Aykut Kocaman'ın gelişinden sonra Konyaspor kendi sahasında ligin en iyi futbol oynayan takımlarından biriydi.
Galatasaray'ın da Hamza ile kıpırdanma içinde olduğu ortadaydı. Ama Arsenal maçındaki durum da meydanda...
Onun için maç öncesi bana bir Galatasaraylı olarak 'Beraberliğe razı mısın?' diye sorsalardı; 'evet' derdim. Öyle bir görüntü vardı ama Galatasaray'ın en kolay maçlarından biri oldu. Hatta bu sezona bakarsan; Galatasaray'ın kazandığı en kolay maçların ilki oldu.
Bunda tabii Galatasaray'ın girdiği pozisyonları gole çevirmesi etkili oldu. Galatasaray'ın kaleyi bulan 8 şutu var; 5'i gol... Galatasaray'ın böyle bir şut isabet yüzdesi yok.
Galatasaray'ın bu kadar şut attığı bir maç yok.
Hamza'nın gelişi ile takımda ortaya çıkan durum şu: Hücum futbolu oynuyorlar.
Hem kadronun kuruluşu hücuma dönük hem oynanan futbol anlayışı hücuma dönük. Hücum futbolu oynamak da sanki hücum oyuncularını psikolojik olarak etkilemiş, gol pozisyonlarında onları daha akılcı, daha doğru vuruşlar yapmaya sevk etmiş gibi...
Hepsi bir araya geldi ve beklenmedik kolaylık da bir maç ortaya çıktı.
Bu maç gelecek maçlara örnek olur mu; göreceğiz. Ben hem Fenerbahçe'nin 4-1'ini hem Galatasaray'ın 5-0'ını fazla güvenilmesi gereken maçlar olarak görmüyorum.
TRABZON'UN DURUMU ORTADA
Öteki taraftan Arsenal maçını aradan cımbızlarsak Eskişehir, Akhisar ve Konya maçlarına baktığımızda bir 'toparlanmadan söz edebiliriz' miyiz?
Hâlâ erken... Bu erken kararları Trabzon için de vermişlerdi; Trabzon'un durumu ortada... Galatasaray'da gözle görülür bir düzelme var. Özellikle yerli futbolcularda...
Bunun en bariz görüntüsü şu; Galatasaray 4-4-2 oynuyor. Ortada iki tane santrfor -Umut ve Burak- var.
Kanat kombinasyonlarını bu taktik içinde orta sahanın ve savunmanın kanatlarında oynayan adamlar ikili ataklarla geliştirirler. Galatasaray'ın sağında Sabri ve Emre Çolak oynuyor.
Solda Telles ve Sneijder oynuyor.
Galatasaray hangi kanattan daha tehlikeli, daha fazla akın yapar?
Hangi kanat daha fazla gol pozisyonu yaratır?
SABRi iLK 11'E YERLEŞTi
Sneijder solu en azından isim olarak parlatıyor.
Bu da beraberinde başka bir soruyu getiriyor: İtalyan hocalar, yerli oyuncuları küstürmüşlerdi; şimdi de yabancılar da mı bir sorun var?
Melo da bir durgunluk hissediliyor sanki...
Hâlâ da inanıyorum ama onların da fırsat verildiği zaman bunu değerlendirmeleri lazım.
İşte Sabri'ye bir fırsat verildi; A2 takımından geldi ve 11'e yerleşti. Telles gibi bir adam kendisine verilen fırsatı böyle mi kullanır!
Daha önce Hamzaoğlu'na verdiğiniz öğütler arasında Melo önemli bir yer tutuyordu. "Melo tercihi belirleyici olacak" demiştiniz. Hamzaoğlu'nun Melo'lu bir takımı tercih ettiğini görüyoruz. Buna karşılık Konya maçında Bruma kenardaydı. Bu seçim sahaya nasıl yansıdı?
Bruma, Arsenal maçında çok kötü oynadı.
Melo da sahanın en iyisiydi. Bir de gözle gördüğün var. Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe ile kıran kırana bir puan mücadelesi veriyor. Son yıllarda olmayan bir mücadele bu...
iYi PARAYA SATABiLiRLER
Yapacak bir şey yok. Ben de Hamza Hamzaoğlu'nun yerinde olsaydım; Bruma'yı değil, Melo'yu düşünürdüm. Ama şu Melo'yu gördükten sonra da yeniden düşünürüm.
Telles de dediğiniz gibi son iki maçta döküldü.
Galatasaray iyi takım olacaksa iyi bir Bruma ve iyi bir Telles'e ihtiyacı var.
O zaman ilk söylediğinize dönersek; Hamzaoğlu'nun yabancıları da sarıp sarmalaması gerekiyor.
Evet. Yabancıları kazanırsa maddi manevi kazancın olur. Bir de bunları iyi paraya satarsın. Emre Çolak harikalar yaratıyor da kime satacaksın Emre Çolak'ı!.. Avrupa'da Emre'ye talip olacak takım var mı? Bruma'nın, Telles'in şimdiden talipleri var. Galatasaray gibi boğazına kadar borca batmış bir kulübün transfer pazarını düşünmesi lazım.
Bir yandan bu var bir yandan da hata affetmeyen, kıran kırana bir şampiyonluk mücadelesi var.
Avrupa'dan elendikten sonra Galatasaray'ın başka mücadele edeceği bir alan yok.
HAKEM KOMEDİSİ
Fenerbahçe'nin Sivas'ı yendiği karşılaşmada büyük bir hakem hatası yaşandı. Sarı-lacivertli takımın attığı ilk golde bariz ofsayt vardı. Aslında son dönemde hakemlerle ilgili şikayetler de artmaya başladı. Hakem hatalarının asgariye indirilmesi için ne yapılması gerekiyor?
Abartılı olmasın ama öbür taraftaki yan hakem dahi ofsaydı görebilirdi! Arkadaki 6. hakem görebilirdi, durduğu yerden orta hakemin kendisi görebilirdi. O kadar açık ve net!.. Bir kişi de değil, dört kişi birden ofsayt!.. Ve de bir metre ofsayt!!! Piero'sunu çekmişler; 86 santim ofsayt çıkmış. "Bu ofsaytı ben görmedim; veremiyorum" diyen bir hakem olamaz.
Orada suç sadece yan hakemin değil; aynı zamanda orta hakemin... Düdüğü çalabilirdi.
O maç Türkiye ligi için o kadar kritik ki... Birisi şampiyonluğa oynuyor, birisi de kümede kalmaya oynuyor. Maçın 3. dakikasında Sivas gibi bir takım böyle bir gol yerse ondan sonra iflah olur mu!..
Neticeyi etkileyen, skoru değiştiren hakem hataları felaket bir şekilde artmaya başladı. Ahmet Çakar, Sabah gazetesindeki köşesinde yazmış. "Bu Zekeriya Alp ile olacak iş değil. Yaptığı salı toplantıları hakemleri hırpalamak, zayıflatmaktan başka bir işe yaramıyor. Ama öte yandan düzelmeleri yolunda da herhangi bir katkıda bulunmuyor. Hakemler çok kötü yönetiliyor" diye...
Bu pozisyonun dışında başka tartışmalı anlar da vardı. Emre ve Meireles'in pozisyonlarında Sivas penaltı bekledi.
İki tane penaltı vardı; net... Öteden beri söylüyorum; bu inancımda değişiklik yok.
Üç büyükler özellikle kendi sahalarında oynadığı zaman hakem de yanlarında yer alıyor.
Fenerbahçe sahada 14 kişiydi; resmen...
CARLOS TARiF ETMiŞTi
14 kişi olmasına gerek de yoktu. Bu gördüğüm en kötü Sivaslardan bir tanesiydi ama ne olursa olsun, sen 3. dakikada akıllara seza bir hakem tokadı yersen iyi olsan da bir şey yapamazsın.
Fenerlilere kart çıkarılmıyor, Sivaslılara çıkarılıyor. Penaltılar verilmiyor. Yani tam bir hakemlik komedisi!!! Böyle olunca da maçı yorumlamak da zor.
Hatırla, Roberto Carlos hafta içinde maçın hakemlerinin böyle olacağını adeta tarif etti. "Saracoğlu'na gidiyoruz, orada nasıl hakemler bulacağımızı biliyoruz" dedi.
Fenerbahçe kamuoyunda bu defa genel anlamda beğenildi.
Savunması çok kötü... Fenerbahçe iyi oynasa o maç 10-0 biterdi. Atılan gollere bak;
Sivas kalecisinin hediyesi gibi goller...
Ramsey mi iyi Sneijder mi?
Emre, İtalyanların zamanında fırsat verildiğinde de takımın en yararlı adamlarından biri oluyordu ama İtalyanlar, yüz vermediler nedense!.. 'Fatih Terim'in adamı' diye herhalde yüz vermediler!
Emre görev adamı; Emre büyük bir futbolcu değil.
Golü güzeldi.
Ramsey'in golü gibi... Ayağına oturursa olur.
Selçuk da doğru yerde ve doğru zamanda topu çıkardı.
Öyle topların biz hem de Emre tarafından tribünlere atıldığını çok gördük.
Bazen sen de iyi oynarsın, şansın da yerinde olur ve top da ayağına oturur. Bana sorarsan; Emre hakkında bu hafta çıkan abartılı övgülerin baş sebebi o gol...
Topu ayağına öyle oturtursan herkes senden bahseder. Ramsey'e topu kimin verdiğini hatırlayan var mı? Galatasaraylılar verdi. Topu açmak isterken adamın önüne attılar. Adamın da ayağına oturacağı varmış.
OLCAN'IN ALINMASI YANLIŞ
Sneijder kaç tane şut attı? Sneijder'in bir tane kaleyi tutan şutu yok.
Şöyle bir Avrupa'da, herhangi bir gazeteciye sorun bakalım; hangisi iyi şut atar; Sneijder mi, Ramsey mi? Ramsey'in iki golü var, Sneijder'in yok.
Bazen olmayınca olmuyor, bazen de olunca oluyor.
Galatasaray'da unutulan isimlerden bir tanesi de Trabzonspor'dan alınan Olcan Adın...
Olcan'ın alınması yanlış. Trabzon'dan alınan iyi adam bana sorarsan; Yasin. Yasin geleceği olan bir adam... Aklını başına devşirirse, kendini bu işe ciddi ciddi verirse ve hoca da ona inanırsa Galatasaray, Yasin'den çok şey kazanır.
Olcan'dan fazla bir beklentiniz yok anladığım kadarıyla... Bir an evvel satılmasında fayda var.
Olcan küçük takımın büyük futbolcusu...
Trabzon da o yüzden vazgeçti zaten...
Takım düzelmeye başladı ama Galatasaray'daki mali kriz derinleşmeye devam ediyor. Bir de 41,5 milyon lira ceza geldi. Vuran
vuruyor!
Aysal itibarını kurtarabilir
Özellikle basketbol şubesi büyük darbe yedi bu mali kriz nedeniyle...Oyuncular teker teker gidiyorlar.
Galatasaray basketbol şubesi bitik. Bu hafta maça çıkacak 5 kişi bulunur mu; bilemiyorum!
Şiddetle ve çok hızlı bir şekilde sponsora ihtiyacı var Galatasaray'ın... Çünkü Liv Hospital 5 milyonluk sponsorluğunu 1 milyona indirmiş. Kulüpte 5 kuruş para yok. Ergin Ataman'ın "Ünal Aysal basketbola sponsor olsun" diye bir teklifi var. Bence en mantıklı ve en akılcı teklif...
Ünal Aysal, basketbola sponsor olur ve iyi bir Galatasaray Basketbol Takımı ortaya çıkarsa kulüpte ve camiada kaybettiği itibarını da bir ölçüde kurtarır.
RÖPORTAJ: BÜLENT CAN