Sakarya'nın Adapazarı ilçesinde bulunun Atatürk Stadı'nın altında yer alan ve merdiven altı tabir edilebilecek bir salonda çalışmalarını sürdüren Elmalı açıklamada, uzun yıllar önce şampiyon halterci Halil Mutlu ile Bulgaristan'dan Türkiye'ye geldiğini söyledi.
Amacının halter sporuna hizmet etmek olduğunu anlatan Elmalı, ''O andan itibaren Halil Mutlu, Yasin Aydın, İlhan Çiftçi, daha sonra Gökhan Kılıç ve Semih Yağcı gibi sporcular yetiştirdim. Bundan dolayı da amacıma ulaştığıma inanıyorum. İlk olarak Halil Mutlu'nun şampiyon olmasıyla bir lokomotif gibi çocuklar iyice isteklendi ve çok çalışarak takım ve ferdi olarak ulusal ve uluslararası alanlarda şampiyonluklar elde ettik. Çocuklarla başarılı olacağımıza inandık ve böylece iyi dereceler elde ettik. Son yapılan Avrupa Şampiyonası'nda da Gökhan Kılıç ve Semih Yağcı şampiyon oldu'' diye konuştu.
Avrupa Şampiyonası'nda şampiyonluk kazanan haltercilerin elverişsiz koşullara sahip salonda Dünya Şampiyonası'na hazırlandıklarını kaydeden Elmalı, kısıtlı imkanlarla Türkiye'yi uluslararası yarışmalarda en iyi şekilde temsil etmeye çalıştıklarını ifade etti.
Mevcut salondan Avrupa'dan, Olimpiyatlardan ve diğer yarışmalardan madalya getiren sporcular yetiştiğine dikkati çeken Elmalı, ''Şu anda genç sporcularımız var ve ben onlardan çok umutluyum. Aşağı yukarı 21 yıldır bu salonda çalışmalarımıza devam ediyoruz. İstekli çocuklar olunca da böyle bir salondan büyük şampiyonlar çıkıyor. Yeter ki istek ve merak olsun. Şartlara bakarsanız çalıştığımız salonların daha iyi olması gerekir. Avrupa'dan bu konuda çok gerideyiz. Yani böyle bir salondan 3 defa Olimpiyat Şampiyonu çıktı. Son olarak da 2 tane Avrupa şampiyonu çıktı. Yetkililerin bize destek olacağını ve daha iyi salonlarda çalışacağımıza inanıyorum. Şartlar daha iyi olursa daha iyi dereceler elde ederiz'' diye konuştu.
''HALTER İÇİN KUYRUK BEKLİYORLAR"
Elmalı, her şeye rağmen sporcularının iyi dereceler elde etmesinin kendisini gururlandırdığını dile getirdi.
Türkiye'yi temsil eden sporculara daha iyi imkanlar sağlanması gerektiğini vurgulayan Elmalı, şöyle devam etti:
''Burası çok küçük bir yer, aşağı yukarı 30 metre karelik bir alanda çalışıyoruz. Çalışma podyumları birbirine çok yakın. Biz de birbirimizi korumak zorundayız, pistler yakın olunca sakatlık riski ortaya çıkıyor. Bu yüzden sporcularımı sıraya sokuyorum. Biri kaldırıyor ağırlığı, o çıkıyor, sonra başka birisi geliyor. Halter kaldırmak için kuyruğa sokuyorum çocukları. Sırayla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bazı zamanlar sporcuları sıraya sokuyorum. Haliyle çok bekledikleri için çekip gidiyorlar. Böyle olunca da sporcusuz bile kalabiliyoruz.''
Kasım ayında yapılacak Dünya Halter Şampiyonası için Sakarya'da hazırlıklarını sürdüren Avrupa Şampiyonu halterci Semih Yağcı ise 2000 yılında haltere başladığını ve ilk başlarda bu spora olumlu bakmadığını anlattı.
Daha sonra turnuvalara katılarak halter sporunu daha çok sevmeye başladığını belirten Yağcı, ''Hedeflerimi büyüttüm ve bu durumlara geldim. Zaman zaman sakatlıklar yaşadım ve son Avrupa Şampiyonası'nda da şampiyon olmayı başardım. Orada ülkemi en iyi şekilde temsil ettiğime inanıyorum'' dedi.
Yetiştiği Sakarya'dan imkansızlıklar nedeniyle Ankara'ya transfer olduğunu hatırlatan Yağcı, şunları söyledi:
''Yani herkes gelsin şu salona bir kere baksın. Buraya boya sürüyorsunuz 10 gün sonra nemden boya kalkıyor. Özellikle yaz aylarında burada antrenman yapmak ciddi bir uğraş. Sakarya'da çok kötü koşullar altında çalışıyoruz. Buna rağmen hocamızın sayesinde şampiyon oluyoruz. Biz onun sayesinde bu durumlara geldik. Bakın biz Avrupa Şampiyonu olarak Sakarya'ya geldik.''
''SALONDA HAVALANDIRMA BİLE YOK''
Rusya'da yapılan Avrupa Şampiyonası'nda koparmada şampiyon olan Gökhan Kılıç da, Avrupa Şampiyonası'nda gösterdiği başarıyı gelecek turnuvalarda da göstermek istediğini söyledi.
Kılıç, diğer şehirlerde sporcuların şartlarının daha iyi olduğunu söyleyerek şu şekilde devam etti:
''Bakın bu salonda bir havalandırma bile yok. Yapacak bir şey yok elimizde bu var ve biz bunu en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz. Ben de Semih gibi maddi imkansızlıklardan dolayı Ankara'ya transfer oldum. Ailem bir müddet sonra para bekliyor. Sakarya adına yarışıp şampiyonluklar alıyoruz. Tamam, güzel ama kuru kuruya da bir şey olmuyor. Sakarya'da da çalışmak isterdim ama destek verecek kimse çıkmadı. Salonumuz küçük olduğu için hocamız periyotlara böldü. Periyotlar halinde çalışıyoruz. Başka türlü sakatlık riski çok yüksek. Çünkü pist araları çok dar. Bir nevi halter kaldırmak için kuyruğa giriyoruz.''