Sezon öncesi son ciddi maç olmasına, Beşiktaş'ın eksik kadrosuna rağmen iyi maç oldu...
Belki çok poziyon yok ama herkes; ciddi, mücadeleci, sert oynadı. Kalite dersek kalite yoktu. Ama tek maçlık kupa mücadelesi olduğu için iki takım da risk almadı. Maçın 120'den fazla oynandığı dakikalarda bölüm bölüm Beşiktaş, bölüm bölüm de Galatasaray iyi oynadı. Ama bölümlerin uzun olanı Beşiktaş lehineydi.
Sıcak bir hava, oynandıkça bozulan bir zemin ki hayrete düştüm. Muslera'nın özellikle iyi maç çıkarması sadece penaltılar değil, zaten finalleri seven Galatasaray'a kupayı kazandırdı.
Maça beş dakika Galatasaray iyi başladı, 5-45 arası yüzde 20 Beşiktaş daha iyi oynadı. İkinci yarıda Tolgay'ın oyundan düştüğü dakikalarda Şenol Hoca onun pozisyonunu Oğuzhan'la değiştirdi.
Beşiktaş daha iyi oynadı. Üzerine bir de Tolgay'ın üzerine Ömer'i, sokunca Galatasaray daha iyi oynadı. Oyunun sonları geldikçe iki takım da uzatmaya gitsin istiyordu. Uzatmanın ilk dakikalarında Hakan'ın attığı gol Beşiktaş'ı risk almaya, Galatasaray'ı korumaya yöneltti. Çok eski dönem oynanan Mithatpaşa-Dolmabahçe'de oynanan derbiler gibiydi.
Geriye düşen risk aldı. Öndeki skoru korumayı düşündü.. Beşiktaş golü buldu.
Penaltılara gelince, Muslera'nın başarısı kadar Beşiktaşlı oyuncuların kullandıkları üç penaltının ikisinde Cenk ve Atiba'nın tam vuruş anında konsantrasyonlarının bozulması, düdüğü duyduktan sonra geri gelmeleri Muslera'nın başarısını gölgelemez.
Hakemi beğendim. Çok güvenliydi. En önemlisi çok kararlıydı.
Ne gördüyse onu çaldı. Kararlı ve güvenli olması çok hoşuma gitti.
Beşiktaş adına bölüm bölüm de olsa Oğuzhan'ı beğendim. Beşiktaş tam kadro çıktığı maçlarda yarış içinde olacaktır. Galatasaray'ın kötü bitirdiği sezonu kupa ile bitirip yeni sezona kupayla başlaması moral oldu. Eren Derdiyok'u hazır görmedim.
Bir santrfor gerekli görünüyor.
Türk sporu ve futbolu adına düşünmek ve yargılamak lazım. 79 milyon insanın yaşadığı, 783 bin 562 km. yüzölçümü olan ülkede 8 gün sonunda Olimpiyatlar'da bir gümüş madalyamız var o da devşirme haltercimiz.
Futbola gelince dün 27 kişi oynadı.
Bakırköylü Necip, Hopalı Tolga Zengin, İskenderun Hataylı Selçuk İnan'ın dışında 783 bin 562 km yüzülçömü olan, 79 milyon nüfusu olan ülkeden 24 oyuncu bu ülkede doğmadı. Dün iki büyük oynadı, genelde ne kadar yetenekli yerli varsa büyük kulapler transfer ederler, bence dün bende kalan en önemli olay buydu... Yani bizim doktorlarımızın, ebelerimizin dünyaya getirdiği futbolcular değil, yurt dışında doğanlar oynadı. Demek ki büyük yatırımlara rağmen, ekonomimizin dünyada ilk 6 da olmasına rağmen ne Olimpiyatlar, ne de futbolda bu yüzölçümünden oyuncu çıkaramadık.
4 DEĞİŞİKLİK OLSUN
Bir önerim olacak sezon başı ve sezon sonu bu maçlar oynadığında uzatmaları oynamak doğru değil. Bildiğim kadarıyla İngiltere'de bu uygulama başladı. Sezon boyu uzayan maçlarda 4 değişiklik yapılıyor. Bizde de bu şekilde bir uygulama yapılabilir.