Mancini sürekli rotasyon yapıyor, takımını ekonomik kullanıyor.
Sürekli ideal 11 ile değil, kupa ve ligde çok farklı kadrolarla oynuyor. As oyuncularını hafta arası dinlendirmişti Mancini.
Dün gece de aynı Bursaspor maçı gibi 4-3-3'le başladı oyuna.
Eskişehirspor'un bir pas takımı olduğunu bildiği için de yine aynı Bursaspor maçında olduğu gibi ikinci bölgede agresif bir pres yaparak, önce rakibini oynatmamak ve oyunu baştan kopartmak istiyordu.
32 dakikada da bunu başardılar.
Kağıt üstünde zor gözüken maçta 32 dakikada skor avantajı bulduktan sonra özellikle ikinci yarının tamamına yakınında kendi sahasında rakibini bekledi Galatasaray.
Eskişehir'in pas trafiği de Galatasaray'ın oyunun iki yönünü oynamasını engelledi. Tabii ki skor avantajı da önemli bir etkendi bunda.
Bu bölümde Eskişehirspor'un bol pas yaparak, zaman zaman ceza sahasına girdiğini gördük.
Bekler hücumda yoktu İki
tane de net pozisyon buldular Necati ve Jorguera ile. Ama tabelayı değiştiremiyor bir türlü. Sürekli ikinci bölgede pas yapıyorlar ama ceza sahasına giremiyorlar.
Sneijder etkisizdi. İki bek hemen hemen hiç hücum yapmadı. Ama Melo önderliğindeki Ceyhun-Selçuk'lu orta saha, maça o kadar yüksek tempoyla başladı ki; aslında 32 dakikada karşılaşmayı bitirdiler.
Hajrovic'in gol pası mükemmeldi.
Devamında klasik Burak koşusu ile ilk gol geldi. Oyunun tamamında etkiliydi Burak. Son dakikada da olsa Burak'ın çapraz koşusunda buluştuğu topu, Umut'a 'Al da at' diye verdiği pozisyonla gelen üçüncü gol taraftarı fazlasıyla mutlu etti.
İkisi de iyi futbolcu
Yeni transfer İzet Hajrovic sprinter bir oyuncu değil. İyi mücadele etti, çok coşkulu ve sert oynadı. Galatasaray'ın ilk yarıdaki yüksek temposuna uyan bir futbol oynadı ama bu performansını ikinci yarıya taşıyamadı.
İlk yarıda ilk golün pasını verirken çok iyi bir futbolcu olduğunu gösterdi.
Rakibin arasına çok güzel bir pas attı. Burak Yılmaz da klasik koşusuyla golü buldu. İkinci yarıda sadece Hajrovic değil Alex Telles de düşüş yaşadı. Ancak onlar iyi profesyoneller ve bu durumu kısa zamanda atlatacaklardır.
Galatasaray'a büyük katkı yapacaklardır.
Deplasmanda maç kazanmayı bilmeli
Galatasaray içerde puanları topladı.
Şimdi dışarda da kazanmayı bilmeli. Galatasaray içerde oynadığı maçları iyi geçti. Şimdi Antalya maçı var. Sonra da Beşiktaş gibi zorlu rakiplerle oynayacak.
Bu maçlarda deplasmanlarda kazanacağı maçlar önemli. 7 deplasmanda maç kazanamayan bir Galatasaray var. 3 deplasmandan galibiyetle ayrıldı. Bunlardan ikisi Kayseri'de! Galatasaray deplasmanlarda kazanmayı bilmeli ki
Fenerbahçe'yi yakalayabilsin.
Muslera'yı çözemediler
Muslera sıfıra inen rakip oyuncuları kapatmak için topa erken hamle yapıyor. Bu hatasını bilen rakip takım oyuncuları onu avlar.
Dün Eskişehirsporlular bunu bir türlü çözemedi. Yani Fernando ve arkadaşları Muslera'nın açığını görüp bir türlü fileleri sarsamadılar.
Süper Melo
Galatasaray'da takımın en iyi isimleri tartışmasız olarak Felipe Melo ve Burak'tı. İki yıldız oynadıkları futbolla galibiyeti takımına armağan etti.
Eskişehirspor'un hedef santrforu yok
Eskişehirspor hedef santrafor eksikliği yaşıyor. Kamara ve Erkan topla yetenekli ama Bienvenu, Chedjou ile zaman zaman da Hakan'ın kucağında kayboldu.
Bu nedenle ceza yayının etrafına kadar sokulup etkili olamadı Eskişehirspor.
Necati'nin formsuz oluşu Bienvenu'ye formayı giydirmiş.
Eskişehirspor'a iyi bir santrfor alınmalıydı. Aslında Bursa'nın aldığı Fernandao aslında bu Eskişehirspor kadrosu ve oyun stili içerisinde çok iş yapardı.